Van Umut Kervanı Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Vatan, aynı toplumda yaşayan, zengin ve ihtiyaç sahibi bireyler arasındaki maddi uçurumun oluşmaması için yardımlaşma olgusunun toplumda yer etmesi gerektiğine değindi.

Müslüman toplumlar tarih boyunca yardımlaşmaya önem vermiş ve mallarının zekâtlarını kapı kapı gezerek dağıtmışlardır. Hatta Osmanlı Devleti zamanında şehirlerin ortasına bırakılan sadaka taşları sayesinde ihtiyaç sahipleri insanların mahcup olmadan ihtiyacı kadar maddi olanağa ulaşması sağlanıyordu.

Günümüzde ise hayırseverler yapacakları yardımları hayır kuruluşları eliyle dünyanın diğer ucundaki Müslüman kardeşine ulaştırabiliyor. Hayır kuruşları da hayırseverlerden aldıkları bu hayırları büyük bir titizlikle ihtiyaç sahiplerine ulaştırmanın sevincini yaşıyorlar.

Yapılan yardım faaliyetleri ve yardımlaşmanın toplum üzerindeki olumlu etkisi hakkında konuşan Van Umut Kervanı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Vatan, Allah’ın, Ayeti-i Kerime’de bütün Müslümanların kardeş olduğunu bildirdiğini ve İslam dininin, malı olanla olmayan arasındaki uçurumu kaldırdığını, bu şekilde de insanlar arasındaki dengenin kurulmuş olduğunu söyledi.

Zenginlerin malını ihtiyaç sahipleri ile paylaştığı zaman aradaki maddi dengenin de kurulduğunu belirten Vatan, “Bu şekilde de insanlar arasındaki uçurum kalkmış oluyor. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir Hadis-i Şerifte Müslümanların bir tarağın dişleri gibi olduğunu söylüyor. İnsanların da yardımlaşma sayesinde denk olduklarını ve aralarında herhangi bir farkın olmadığını net olarak gösteriyor.” dedi.

“Yapılan yardım faaliyetleri ile insanlar arasındaki dengeyi sağlamış oluyoruz”

Yardım kuruluşları olarak yapmış oldukları yardım faaliyetleri ile insanlar arasındaki dengeyi sağlamış olduklarını belirten Vatan, “Yardım için gittiğimiz ailelerin üzerinde bir mahcubiyet görüyoruz. Bu yardımların bu yardımların Allah rızası için yapıldığını ailelere söyledikten sonra ailelerin bize bakışı değişiyor. Yardım alanların ezik ve mahcup olmadığını biz onlara gösteriyoruz. Bu anlamda da onların toplumda daha iyi bir yer edinmelerini sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Zekât malın temizliğidir”

Genelde zekât veren insanların zekâtlarını birinci elden kendilerinin vermek istediklerini ifade eden Vatan, “Bu aslında olması gereken hususlardan bir tanesidir ama buna toplumsal bir olgu olarak baktığımızda bazı insanlar bu durumu içselleştiriyorlar. Etraflarındaki insanlara zekât vererek mağdur olan insanları unutuyorlar. Akraba, eş, dost derken ihtiyacı olmayanlara da zekâtı verebiliyorlar. Eğer zekâtımızı yardım kuruluşları eliyle ihtiyaç sahibi insanlara ulaştırırsak yardım alan kişinin mahcup olmasının önüne geçiyor. Yardım veren hayırsever de yardımının kime verildiğini bilmediği için her ikisi de aynı ortamda oturup muhabbet edebiliyorlar. Biz de o yüzden diyoruz ki toplumsal dayanışmanın en önemli ayaklarından bir tanesi de yapılan yardımların gizli olarak yapılması, yardımı alan ve veren kişinin verilen yardımın kime verildiğini ve kimden aldığını bilmemesidir. Bu da toplumdaki dengeyi çok iyi koruyan olgulardan bir tanesidir.” diye konuştu.

“İslam dini yardımlaşmayı her zaman ön planda tutar”

Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de birçok mali ibadetten bahsettiğine dikkat çeken Vatan, “Biz buradan da anlıyoruz ki insanın sahip olduğu mallar kendine münhasır değildir. Bu dünya hayatının geçimi için bir metadır. Bu metanın da insanlar arasında eşit olarak dağıtılması gerekiyor. O yüzden İslam dayanışmayı her zaman ön planda tutmamızı emrediyor. Biz de dernek olarak insanlar arasındaki bu dayanışmayı sağlamak için yapmış olduğumuz yardımların kimin tarafından verildiğinin bilinmemesi için çaba harcıyoruz. Bu şekilde de kurulan İslam kardeşliğinden ötürü ailelerimizle çok rahat muhabbet edebiliyoruz. Ancak hayırseverimizle beraber gidip o yardımı yaptığımızda ihtiyaç sahipleri mahcup oluyor ve bizi başka bir yerde gördüklerinde kafalarını önlerine eğebiliyorlar.” şeklinde konuştu.   

“Aldığımız hayırları gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz”

Vatan, “Yardım faaliyetlerimiz Van merkezle sınırlı değildir. İlçelere de gidip yardım faaliyetlerimizi anlatıyoruz. Orada da insanların zekâtlarına talip oluyoruz. Bu zekâtları da kimlere vereceğimizi de birebir anlatıyoruz. Yardım faaliyetlerimiz sistematik bir şekilde yürütülüyor. Hayır sahiplerinden aldığımız yardımları bizzat gidip tespit ettiğimiz ailelere eşit şekilde dağıtıyoruz.” dedi. (İLKHA)