Ankara’daki ABD Büyükelçiliği önünde Gazze halkıyla dayanışma amacıyla başlatılan nöbet eylemi, 24. gününde de kararlılıkla devam ediyor.

Siyonist işgal rejiminin Gazze’ye yönelik topyekûn saldırı ve işgal politikalarına karşı başlatılan “Gazze Nöbeti”, Ankara’daki ABD Büyükelçiliği önünde 24. gününde de kesintisiz şekilde devam ediyor.

ABD’nin işgalci siyonistlere verdiği açık desteğe tepki göstermek ve Gazze halkıyla dayanışma mesajı vermek amacıyla düzenlenen eylem, her gün saat 16.00 ile 19.00 arasında gerçekleştiriliyor. Türkiye'nin farklı şehirlerinde de benzer dayanışma etkinlikleri sürerken, başkentteki bu nöbet simgesel bir direniş noktası hâline geldi.

Nöbet sırasında katılımcılar; başta ABD olmak üzere, işgalci siyonistler ile iş birliği yapan bölge ülkelerini teşhir ederken, Filistin halkına yönelik soykırım girişimlerine karşı sessiz kalınmaması çağrısında bulunuyor. "Nehirden denize özgür Filistin" sloganlarıyla sürdürülen eylemlerde, uluslararası kamuoyuna da harekete geçme çağrısı yapılıyor.

Organizatörler, nöbetin kalıcı bir ateşkes sağlanana kadar devam edeceğini vurgularken, eylemlere her kesimden katılım beklediklerini ifade etti.

"Ablukayı kırmak için yola çıkan bu gemiler, Gazze halkı tarafından büyük bir umutla bekleniyor"

Eylemde konuşan aktivist Harun Özkarakaş, Gazze’de yaşananların insanlık suçu olduğunu belirterek uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırarak, "Gazze’ye doğru hareket eden gemiler var. Ablukayı kırmak için yola çıkan bu gemiler, Gazze halkı tarafından büyük bir umutla bekleniyor. Bu gemiler belki ablukayı kırabilir, belki de kıramaz. Ancak burada esas önemli olan, bu iradenin gösteriliyor olmasıdır. Bu eylem aynı zamanda, işbirlikçi devletlerin tamamını ifşa etmektedir. Elinde güç olanlar, elinde imkan bulunanlar Filistin için üzerine düşeni yapmıyor ancak sivil ve barışçıl aktivistler, hayatlarını ortaya koyarak Gazze’deki ablukayı kırmak için yola çıkıyorlar." dedi.

"Bu gemiler Türkiye’den kalkmıyor Tunus, Yunanistan, İtalya ve İspanya'dan kalkıyor"

Özkarakaş, "Bugün herkesin aklına şu soru geliyor: Türkiye'ni kara suları işgalci devlete daha yakın. Tunus'la Türkiye arasında hesap yaptığımızda Tunus en az 4 kat daha uzak mesafede bulunuyor. Ancak bu gemiler Türkiye’den kalkmıyor. Tunus'tan kalkıyor. Yunanistan, İtalya ve İspanya'dan kalkıyor. Ancak mangalda kül bırakmayan hükümetin idaresi altında bulunan Türkiye karasularından Gazze'deki ablukayı delmek için gemiler kalkamıyor. Bu süreçte bakıyoruz. Türkiye limanlarından Gazze'deki ablukayı kırmak için gemiler kalkamıyor. Ancak Ceyhan Limanından halen katil israile petrol taşıyan tanker gemileri bu ülkeden kalkıyor. Bunun adı işbirlikçiliktir." ifadelerine yer verdi.

"Bizler, nöbetteyiz 'Nehirde, denizde özgür Filistin!' demeye devam edeceğiz"

Son olarak Özkarakaş, şunları aktardı: "Gazze’deki soykırım her geçen gün şiddetini artırıyor. Yapılan araştırmalar, söylenen 60 binden fazla şehidin 100 binin üzerinde olduğunu 200 bin üzerinde olduğunu söyleyen araştırmalar var. Kayıp insanlar var. Enkaz altında kalanlar, her gün açlıktan ölen insanlar var. Böyle bir ortamda Türkiye hükümeti hâlâ, İspanya’nın gösterdiği iradeyi gösteremedi. İspanya, işgal bakanlarının ülkeye girişini yasakladı, 9 maddelik yaptırım kararını kamuoyuna açıkladı ve açıkça israile karşı karşıya gelmeyi göze aldı. Kendileri; 'Evet, gücümüz israile yetmeyebilir ama Gazze için bedel ödemeye değer.' diyorlar. Bu gün din kardeşimiz olan Gazze için Türkiye'nin daha fazlasını yapması gerekmektedir. Soykırım artarken, buna karşı yaptırımların da artması gerekir. Bizler, nöbetteyiz 'Nehirde, denizde özgür Filistin!' demeye devam edeceğiz."

Eyleme destek veren Onur Atik, Ayşe Öz ve Mehmet Hakan Kaleli de İLKHA muhabirine yaptıkları açıklamada, tüm duyarlı vatandaşları Gazze nöbetine destek vermeye davet etti.

"Direnişin sonuna kadar yanındayız"

Gazze nöbetine katılan emekli asker Onur Atik, "Şu an Gazze nöbetimiz 24'ncü günündeyiz. Gazze'de süren soykırıma ve işgale açık destek veren Amerika'nın Büyükelçiliği önündeyiz. Ateşkes sağlanana ve soykırım sona erene kadar bu nöbetimiz sürecek. Direnişin sonuna kadar yanındayız. Bunu belirtmek istiyoruz. Gazze gibi bir derdi olan soykırıma tepkisini göstermek isteyen tüm Gazze dostlarını Gazze için yüreği yanan herkesi, bu nöbete destek olmaya, her gün saat 16.00 ile 19.00 arasında ABD Büyükelçiliği önüne bekliyoruz." dedi.

Küresel Sumud Filosu hakkında da Atik, "Yüreğimiz onlarla beraber biz de orada olmak isterdik. Belli bir kontenjan olduğu için gidemedik. Ama yüreğimiz onlarla. Sonuna kadar onların yanındayız. Gazze direnişi, dünya tarihinin bir kırılma anıdır. Bu kırılma anında biz direnişin yanında evlatlarımıza ve torunlarımıza bir gelecek bırakmak için direniş yanında olduğumuzu ve direnişe devam edeceğimizi gerekirse ölüme kadar bu yolda olduğumuzu belirtmek isteriz." diye konuştu.

"Gazze’de ölenler, Amerikan yapımı silahlarla öldürülüyor"

Ankara'da tercüman olan Ayşe Öz ise şunları aktardı: "Gazze nöbetine Amerikan Büyükelçiliği önüne geliyoruz. Çünkü Gazze’de ölenler, Amerikan yapımı silahlarla öldürülüyor. Bu nedenle israil kadar Amerika’ya da karşıyız. Amerika, soğukkanlı bir katil. Diplomatik ilişkilerin israil ile olduğu kadar Amerika ile de sürdürülmesi büyük bir hayal kırıklığı içerisindeyiz.

Tüm bölge ülkeleri, israil ve Amerika ile neredeyse geri dönülmez bir alışveriş içinde ve bu ilişkiyi halklarına ihanet etme pahasına Gazze'ye İslam'a ihanet etmek pahasına sürdürüyorlar. Büyük bir utanç. Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi ülkeler yüzlerine tüküresi ülkelerdir. Onlardan bir beklentimiz yok. En azından Türkiye’den Gazze’nin yanında daha güçlü şekilde durmasını bekliyoruz. Katar nasıl vurulduysa birkaç gün önce Türkiye de artık hedef tahtasında gibi bir şey. Bu, Türkiye'yi her şekilde savunma ya da saldırı konumunda israile karşı pozisyon alma hakkı doğuyor. Biz o pozisyona girmesini istiyoruz."

"İslam ülkelerinin liderleri, Peygamber Efendimiz ne yapardı, onu yapsınlar"

Son olarak, nöbet katılımcılarından Mehmet Hakan Kaleli, "Bu nöbete geldim çünkü bu, Allah’ın davasıdır. Bu siyasi bir mesele değil, inanç meselesidir. Allah’a açılmış hiçbir davanın kazanan tarafı Allah'ın karşısındaki kişi, kurum ya da devlet olamaz. Allah için nöbetteyiz. Allah'ın davası için buradayız. Gazze’de yaşananlar karşısında kelimeler kifayetsiz kalıyor. İftar saatine 10 dakika kala bile açlığa zor dayanıyoruz. Peki ya günlerce aç kalan kardeşlerimiz ne yapsın? Allah onlara sabır versin. İslam ülkelerinin liderleri, Peygamber Efendimiz ne yapardı, onu yapsınlar. Söylenecek çok fazla bir şey yok. Açlık var. Açlığa ne denir hiçbir şey denemez. Bunu hiçbir kitapta ve dinde de yeri yok." dedi. (İLKHA)