TESSEP: Boşanmanın başlıca sebebi ilgisizlik ve yanlış anlaşılma

TESSEP Yönetim Kurulu Üyesi Mürvet Cengiz, ülkemizde son 20 yılda yüzde 50 oranında artan boşanmalardaki temel sebeplerin başında ilgisizlik ve tarafların birbirini yanlış anlaması geldiğini söyledi.
Toplumun temel yapı taşı olan ve nesillerin korunması için büyük önem arz eden aile kurumu, hem kültürel emperyalizm hem de farklı çevrelerin saldırılarına maruz kalıyor.
Toplumun son kalesi olarak biline aile kurumunun korunması, artan boşanmaların sebeplerine ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Tesettür Seferberliği ve Erdemli Kadınlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mürvet Cengiz, "Yapılan araştırmalarda hem dünyada hem de ülkemizde boşanma oranlarının her geçen gün arttığına şahit olmaktayız. Özellikle ülkemizde son 20 yılda boşanma oranlarının yüzde 50 arttığını görmekteyiz. Bu gerçekten endişe verici bir tablodur. Boşanan ailelerin çocuklarının mutsuz, umutsuz bir şekilde hayatlarına devam etmesi, hem geleceğimiz hem de çocuklarımız, gençlerimiz açısından endişe vericidir. Dağılan ailelerin fertlerinin kendilerini toparlaması, yeniden bir hayat kurmaları, evlilik yolunda atacakları adımlara da olumsuz etkilemektedir. Boşanma nedenlerine bakıldığında başlıca sebeplerinden birisinin ilgisizlik olduğunu görmekteyiz. Özellikle sosyal medya ve farklı alanlara yönelik ilginin artmasıyla eşler birbirlerine yeteri kadar zaman ayıramamakta, bu da ileriki süreçte farklı sorunlara neden olmaktadır." dedi.
Mürvet Cengiz
"Tarafların birbirini anlamaya çalışması önemlidir"
Evliliğin kurulmasının sevgi ve saygı temelli olduğunu, devam etmesi için de ilgiye ihtiyaç duyulduğunu aktaran Cengiz, "Bir evlilikte yeteri kadar ilgi yoksa birbirlerine yeteri kadar zaman ayırmıyorlarsa o evlilik zaman içerisinde yıpranır. Tarafların görevlerini yeterince yerine getirmemesi veya bir tarafın üzerine yıkması da evliliği olumsuz etkiler. Sorumsuzluk, evliliğin aşınmasına ve zarar görmesine neden olur. Çünkü evlilik ile birlikte bir beraberlik başar ve ben duygusu yerine biz duygusu ön plana çıkmalı. Eğer biz duygusu yerine bencillik olursa sıkıntılar ortaya çıkar. Özellikle empati duygusu çok önemlidir. Tarafların birbirini anlamaya çalışması önemlidir. Taraflar arasında sürekli tartışmada taraflardan birsinin sürekli kendini haklı görmesi sorunu daha da derinleştirir. Sorunların, kavgaların çoğalması boşanmaya kadar gidebilir. İki tarafın da birbirine itidalli davranması, yeteri kadar ilgi göstermesi gerekir. Yine evlilikleri yıpratan mevzulardan birisi de duygu aktarımının doğru yapılmamasıdır. Bu da zaman içerisinde taraflardan birisi veya her ikisinin 'beni anlamıyorsun, o zaman boşanalım' demeye kadar götürebilir." diye konuştu.
"İktisat ve kanaat önemli"
Boşanmaya neden olan sebeplerden birisinin de ekonomik olduğunu ancak bunun altında yatan sebebin çoğunlukla bütçe kontrolünün yapılmamasından kaynaklandığını vurgulayan Cengiz, "Burada tetikleyici unsurun medya üzerinden yapılan reklamlar, sosyal medyada çıkan reklamlı ürünlerin satın alınmak istenmesi, böylece bütçe kontrolünün yapılamamasını beraberinde getirir. Kredi kartları da bunda etkileyici rol oynar. Kredi kartları ile olmayan bir paranın harcanması ileride altından kalkılamayacak borçlara sebep olmaktadır. Bu da bir ailenin yıkılmasına kadar gidebilir. Burada iktisatlı davranmak, elinde olanla yetinip şükretmek önemlidir. Yine boşanma sebeplerinden birisinin de farklı cinsiyet tanımlarının yapılması, eşcinsellik gibi sapkınlıkların gün geçtikçe hayatımıza sokulmaya başlanması, evlilikleri yıpratan nedenlerden birisidir." şeklinde konuştu.
"Ahlaksızlığı teşvik eden yayınlar engellenmeli"
Cengiz, "Dizlerle ve medya unsurlarıyla hayatımıza sokulan, sınırları, mahremiyeti ortadan kaldıran, hayâ, iffet ve edep gibi duyguların aşınmasıyla evliliklerde sorunlar ortaya çıkıyor. İlişkilerde bu sınırlar zedelendiğinde olay farklı mecralara kayabilmektedir. Bu konuda da toplumun bilinçlendirilmesi için devlet olarak yeterince çalışma yapılmadığını görüyoruz. Belki de RTÜK veya farklı düzenlemelerle bu ahlaksızlığa teşvik eden yayınlar engellenmeli, yaptırım uygulanması gerekir. Boşanan ailelerde erkek çocuklarının baba ile özdeşleşememesi, ileriye dönük cinsel kaymalara sebebiyet vermektedir veya evlendiğinde evliliğini düzgün sürdürememektedir." dedi.
"Ailenin korunması adına atılacak her türlü adımı destekliyoruz"
2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesinin olumlu bir adım olduğunu belirten Cengiz, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Bunun farklı eğitim programları ve ailenin desteklenmesiyle, devlet eliyle ailelerin uzlaştırılması, bireylere ücretsiz terapi verilmesi, evlilik öncesi bilinçlendirme faaliyetlerinin yapılması, evlilik için maddi destek verilerek aile korunmalı. TESSEP olarak ailenin kutsiyetine inanıyoruz ve ailenin korunması adına atılacak her türlü adımı destekliyoruz. Biz de elimizden geldiğince bu anlamda çalışma yürütüyoruz. Aile demek toplumun geleceği demektir. Ailesiz bir toplum yıkılmaya mahkûmdur. Aile toplumun can damarıdır." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Gazze'de devam eden insani kriz ve sağlık sorunlarına ilişkin konuşan Yeryüzü Doktorları Başkanı Prof. Dr. Ahmet Salduz, "Gazze'ye sağlık çalışanlarının, insani yardımın girişine izin verilmeli. Tedavi imkânı olmayan hastaların çevre ülkelere nakilleri yapılarak tedavileri gerçekleştirilmeli." dedi.
İlahiyatçı-Yazar Ramazan Erdem, insanın yeryüzündeki görevi ve tüketim alışkanlıklarına dair yaptığı değerlendirmelerde, israfın sadece bireysel değil, toplumsal sonuçları olan bir felaket olduğuna dikkat çekti.
4-6 yaş grubu Kur'an kurslarında binlerce öğrenciye eğitim verildiğini ve çocuklara İslami bilgileri kazandırmayı amaçladıklarını belirten Malatya İl Müftüsü Ramazan Dolu, bu etkinliğin temel amacının ise Malatyalılara Kur'an kurslarını tanıtmak ve bu kurslarda ne tür eğitimlerin verildiğini göstermek olduğunu söyledi.