Psikolog Aşan anlattı: Çocuklara Ramazan bilinci nasıl anlatılmalı?

Ramazan ayının çocuklara nasıl anlatılması gerektiğine ilişkin konuşan Uzman Psikolog ve Yazar Servet Aşan, Ramazan'ın yardımlaşmak ve paylaşmak gibi güzel yönlerinin anlatılması gerektiğini, söylemden çok eylemlerin çocuk üzerinde etkili olacağını ifade etti.
11 ayın sultanı olarak tanımlanan ve İslam ümmeti için büyük öneme sahip olan Ramazan ayı aynı zamanda çocukların dünyasında da büyük yer ediniyor.
Çocuklara Ramazan bilinci verebilmek adına dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Uzman Psikolog-Yazar Servet Aşan, "Ramazan ayının günümüz teknoloji dünyası için oldukça önemli bir ay olarak görüyorum. Çünkü Ramazan ayını, dini vecibelerin dışında paylaşımın arttığı, aile bağlarının güçlendiği, sevgi bağlarının, ilişkilerin sıklaştığı, bireyselleşmenin dışından eski geleneklerimize kavuştuğumuz bir ay olarak görüyorum. Böyle bir durumda aslında ihtiyacımız olan şeyin tam da Ramazan ayı olduğunu düşünüyorum. O nedenle Ramazan'ın güzel yönlerini, iyi yönlerini çocuklarla paylaşmanın daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Çünkü çocuklara Ramazan'ın bir tür açlıkla sınanmak veya öfkelenmek, tahammül edememek olarak gösterirseniz çocuk Ramazan ayına karşı olumsuz düşünü ve böyle kodladığı için ileride de böyle devam eder. Ancak çocuklara Ramazan'ın iyi yönlerinden bahsetmek, aile içerisindeki paylaşımın güzel yönlerini verirseniz onun da Ramazan'a dair sevgi bağının, sadakatin oluşmasına, açlığın bir tür öfkelenmeye sebep olmaması gerektiğini öğrenir." dedi.
"Çocuğa iftar ve sahur için görevler verilmeli"
Gelişim evrelerine göre çocuklara yaklaşmanın, Ramazan ayını anlatmanın önemli olduğunu belirten Aşan, "Örneğin çocuk daha küçük yaşlarda ise bir tür açlıkla süreci ilerletmek, oruç tutmasını sağlamak doğru değildir. Bunun yerine bir tür metaforlarla, hikayeler ile içerisinde bulunduğumuz durumu anlatmak çok daha sağlıklıdır. Eğer çocuk gelişim olarak biraz daha ileri yaşlardaysa, oruç tutabilecek yaştaysa, Ramazan'ın, paylaşmanın, geleneklerin ve dini vecibelerin hikayeleştirerek anlatılması, hatta iftar ve sahura yönelik görevler verilmesi, çocukta bu bilincin oluşmasına yeterli olacaktır. Görev bilinci oluşturmak aslında evdeki görevlendirmelerle de ilişkilidir. Çocuk eğer kendisine ev içerisinde bir rolü olduğunu öğrendiğinde hem motivasyonu hem aile içi motivasyonu hem de özgüveni artar. Dolayısıyla ezan vaktini beklemek, sofraya yardımcı olmak, anne-baba veya kardeşleriyle iletişim kurmak bile çocuklara Ramazan'ın önemini aşılamış olur." diye konuştu.
"Eğer çocuklarınızı teravih namazına götürürseniz onlar da kendi çocuklarını götürür"
Ramazan ayında çocuk için iftar ve sahur arasındaki zaman zarfının da çok önemli olduğunu aktaran Aşan, "Çocuklar iftar ve sahur arasındaki süreçte aile üyelerinin bir arada olmasının getirisi ile neler yapılabileceği düşünülmeli. Çocuklarla birlikte dışarı çıkılabilir, yürüyüş yapılabilir. İftardan sonra hareketsiz kalmak da sağlıksız bir durum. Bu yüzden yürüyüş yapmak, parka gitmek, Hacivat-Karagöz gibi gelenekleri de onlara aktarabilmek çocukların Ramazan'a yaklaşımını iyi yönde etkiler. Dini anlamda baktığımızda tabii ki namaz, oruç, zekât gibi farziyetlerin dışında çocuğa ne öğretildiği önemlidir. Bu nedenle Ramazan'dan bahsederken doğru yönlerinden bahsedilmesini istiyoruz. Çünkü kişilerin yaptığı dini vecibenin altında kişisel özelliklerini yansıtması, sorunlarını ön plana çıkarması Ramazan'ın farklı bir noktaya taşınmasına sebep oluyor. Onun için ebeveynlerin çocuklara ne öğrettiği önemli. Eğer çocuklarınızı teravih namazına götürürseniz onlar da kendi çocuklarını götürür. Eğer giderken yolda baba-oğul sohbet ederseniz o da ileride çocuklarıyla bunu yapacaktır. Bu bir tür gelenek aktarımıdır. Biz hala çocukluk anılarımızı hatırladığımızda teravihin bizim için önemli bir motivasyondur. O yolda yürümek bize bizim için önemli bir anıydı. Camiye gittiğimizde ibadet yaptığımızda inanç anlamında huzura ermek, sığınılabilecek bir yer bulmak sizi hem stres hem kaygı anlamında hem de yalnızlık ile mücadele konusunda çok sağlıklıdır. O yüzden eğe çocuklarınızın çocuklarını da düşünüyorsanız ve bunu doğru bir şekilde aktarmak istiyorsanız çocuklarınızla teravihe de gitmelisiniz. Oradaki ambiyansı hissetmesi sağlanmalı." şeklinde konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Yaz tatilinde çocukların ekran başında geçirdiği sürenin artmasının risklerine dikkat çeken Psikolojik Danışman Seval Sunar, ailelere sınırsız ekran süresi vermemeleri gerektiğini söyledi.
İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek, toplumda maneviyatsızlığın ve ahlaki yozlaşmanın her geçen gün arttığını belirterek, bu durumun başta gençler olmak üzere aileleri ve toplumu olumsuz etkilediğini söyledi. Çözüm için sebeplerin doğru tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, önemli tavsiyelerde bulundu.
Türkiye’nin dört bir yanından gelen vatandaşlar, Gazze’deki açlık ve zulme karşı Meclis önünde toplandı. Katılımcılar, insani koridorun yanı sıra askeri müdahale çağrısında bulunarak yetkililere ‘artık yeter’ mesajı verdi.
Ankara’da ANFİDAP öncülüğünde düzenlenen “Anadolu’dan Meclis’e, Meclis’ten Gazze’ye; Gazze’ye İnsani Koridor” yürüyüşüne katılan Umut Kervanı Genel Başkanı Cengiz Kurtaran, Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek, açlığın giderilmesi ve insani yardım koridorlarının bir an önce açılması çağrısında bulundu.