Molla Beşir Şimşek'ten televizyon yayınlarına tepki: Toplum kültürel işgale uğruyor
İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek, gündüz kuşağı programları ve televizyon dizileri üzerinden toplumun değerlerinin hedef alındığını belirterek, bu yayınlara karşı devletin ve toplumun harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.
Molla Beşir Şimşek, yaptığı açıklamada özellikle kadın programları ve gençlere yönelik dizilerde, aile yapısını zedeleyen, edep ve haya gibi toplumsal hassasiyetleri yok sayan içeriklerin teşvik edildiğini dile getirdi.
Toplumun büyük bölümünün vergileriyle ayakta duran yayın organlarında, halkın inançlarıyla ve gelenekleriyle çelişen programların yaygınlaşmasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Şimşek, RTÜK başta olmak üzere tüm kurumların bu yayınlara karşı harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Aynı zamanda alimlerin, öğretmenlerin ve ailelerin de bu konuda duyarlılık göstermesi gerektiğini ifade etti.
"Gündüz kuşağı program ve dizilerde toplumun hassasiyetlerine düşman yayınlar yapılıyor"
Molla Beşir Şimşek, "Gündüz kuşağı program ve dizilerde toplumumuzun örf ve adetine, gelenek ve göreneklerine, hassasiyetlerine taban tabana zıt ve düşman yayınlar yapılıyor. Eskiden bir memleket işgal edildiği zaman ordularla işgal edilirdi. O toplum esir alınır ve hassasiyetleri yasaklanırdı. İşgalciler, o toplumu kendilerine benzetmeye çalışırlardı ve bu çok uzun süreli olmuyordu. Ama dizi ve film adı altındaki programlar, milletin vergileriyle oluşturulan bu televizyonlar üzerinden bu toplumun kökü kazılıyor." dedi.
"Toplum değiştirildi"
Gündüz kuşağı program ve dizilerin aile, gençlik, hassasiyet, edep, haya diye bir şey bırakmadığını belirten Şimşek, "Gün boyu kadın programları var. Kim kiminle ne yapmış, kim kiminle kaçmış, kimi eniştesiyle, kimi komşusuyla nasıl kaçmış ve bu teşvik edilircesine toplumun hassasiyetleri yok edildi. Toplum değiştirildi. Bunlar aslında bir toplumu değiştiren en etkili silahlardır bugün. Nüfusu yüzde 99'dan fazla olan memleketimizde 24 saat bu tür programların, dizilerin, yayınların insanlarımıza bu zehri akıtmaya izin verilmesi kabul edilebilir bir şey değildir." diye konuştu.
"Ailenin kökünü kazıyorlar"
Kadınlara yönelik yapılan programlarla kadınların ifsat edildiğine dikkat çeken Şimşek, şöyle devam etti:
"Ailenin kökünü kazıyorlar. Diğer taraftan gençlerin izlemesi gereken filmler var; Gençlerimizi nasıl çete, mafya olacaklar, nasıl hırsızlık yapacaklar bunu öğretiyorlar. Çocukların fikriyatını değiştirmek için her türlü pislik var. Bugün artık filmlerde çocukların birbirlerine aşık olmasını izliyoruz ve aileler bunu izliyor. Kızlarımız, artık erkek paylaşımı yüzünden sürekli kavga eder hale gelmişler."
"Toplumu ayakta tutan damarlar, yayınlar eliyle kesiliyor"
"Biz böyle değildik" diyen Molla Beşir Şimşek, "Biz Müslüman'ız. Bizim hassasiyetlerimiz var. Bizim örf ve adetlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz inancımızdan geliyor. Hem inanç yok ediliyor hem bizi biz yapan, yani bir toplumu ayakta tutan bu damarlar bir bir maalesef bu tür yayınlarla kesiliyor; normalleştiriliyor ve her gün bu tür şeylere düşen insan sayısı gün geçtikçe artıyor. Dolayısıyla devlet yetkililerinin bunu görmesi lazım." ifadelerini kullandı.
"Bizi kendilerine benzetiyorlar"
Toplumun değiştirilmeye çalışıldığını belirten Şimşek, "Biz artık biz değiliz. Çünkü örf, adet, aile, hassasiyetlerimiz, edep, haya diye bir şey kalmamış. Bu şekilde bir toplum değiştiriliyor haberimiz yok. Bizim paramızla bizi işgal ediyorlar. Örfümüzü, adetlerimizi, gelenek ve göreneklerimizi bize değiştirtiyorlar. Bizi kendilerine benzetiyorlar. Bunun için devlet yetkililerinin görevlerini yapması lazım. RTÜK'ün bu işe el atması lazım. Sadece devlet yetkilileri değil alimlerimiz de topluma hassasiyetlerini hatırlatarak bu tehlikeleri anlatması lazım. Okullar aynı şekilde. Çocuklarımıza, gençlerimize bu yanlışların mutlaka eğitim olarak verilmesi lazım." dedi.
"Artık bu kötülüğe dur denilmeli"
Çok kötü bir gidişat içerisinde olduklarının altını çizen Şimşek, son olarak şunları söyledi:
"Şu anda kültür emperyalizmini yaşıyoruz. Gençlerimiz, çocuklarımız çok farklı bir noktadadır. Aileler çocuklarından çok muzdariptirler. Aile içerisinde güven diye bir şey kalmadı. Bunların müsebbibi bu yayınlardır. Ne yapıp edip toplum olarak kendimize gelmemiz lazım. Yarın çok pişman olacağız ama pişmanlığımız bize fayda vermeyecek. Bu toplum üzerinde etkisi her kim varsa görevini yapmalıdır. Anne ve babalarda çocuklarını kontrol altında tutmalıdır. Devlet de yetkisini kullanarak bu kötülüğe dur demesi gerekir. Yoksa toplumumuz gün geçtikçe elimizden kayıyor. Gençlerimizle yabancı hale geldik. Bu da pek çok sorunu beraberinde getiriyor." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
ANFİDAP Boykot Çalışma Grubu Başkanı Ramazan Acar, ateşkes ilanına rağmen Gazze ve Batı Şeria’da katliamların sürdüğünü belirterek, boykotun gevşetilmemesi gerektiğini vurguladı.
Havaların soğumasıyla birlikte, kış lastiği kullanımı sürücüler için hem güvenlik hem de sigorta açısından önemli bir zorunluluk halini aldı. Uzmanlar, kış koşullarında güvenli sürüş için kış lastiği takmanın gerekliliğini vurguluyor.
Henüz 10 yaşındayken esnaflığa adım atan Mardinli lokanta işletmecisi Murat Dumanhan, 55 yıldır helal kazançla, rızık endişesi taşımadan işini yapmaya devam ediyor. İşinde Allah’ın ve Resulü’nün istediği gibi çalışmanın önemine vurgu yapan Dumanhan, "Bir Müslüman rızkını helal yoldan kazanmalıdır. Çünkü helal malın hesabı, haram malın ise azabı vardır. Eninde sonunda hesaba çekileceğiz." dedi.
Son günlerde yaşanan yağışlar nedeniyle Gazze'de meydana gelen dram yürekleri dağlarken bölge halkını ciddi anlamda rahatlatması beklenen on binlerce konteyner ise maalesef Mısır sınırında beklemeye devam ediyor.