Mabetler ve medreseler şehri Mardin’e ibadethanelerin bitişiğinde içki ve meşru olmayan eğlence mekânları yakışmıyor

Mardin Medreseler Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı İbrahim Yüksel, kutsal emanetler ve İslam âlimlerine ev sahipliği yapan kadim Mardin’de, ibadethanelerin hemen yanı başında içki ve meşru olmayan eğlence mekânlarının artmasının kabul edilemez olduğunu belirterek yetkililere çağrıda bulundu.
Kudüs’ten taşınan kutsal emanetlere, sahabe kabirlerine, medreselere ve nice ibadethaneye ev sahipliği yapan kadim şehir Mardin… Son dönemde kent merkezindeki içki ve eğlence mekânlarının artışı tepkilere hedef olmakta.
Mabetler ve medreseler şehri Mardin’de ibadethanelerin bitişiğinde içki ve meşru olmayan mekânların olması ve gittikçe artması kentin hem manevi atmosferinin yok olmasına hem kutsal emanetlere gölge düşmesine hem de İslami hassasiyeti olan turistlerin şehre olan ilgisinin azalmasına neden olmaktadır.
İLKHA’ya konuşan Mardin Medreseler Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı İbrahim Yüksel, kutsal emanetler şehri Mardin’in maneviyatına gölge düşüren bu tür mekânlara tepki göstererek yetkililere, gerekli yasal çerçevede adım atılması çağrısında bulundu.
Yüksel “Mardin derken Mardin’in mahiyetini iyi tespit edebilmemiz gerekiyor. Mardin, nicelik olarak olmasa da nitelik olarak ihtiva ettiği kutsal emanetler bakımından Topkapı Sarayı’ndan geri kalmaz. Emineddin Sökmen Bey’in Kudüs’ü haçlıların eline geçmeden önce Mardin’e taşıdığı kutsal emanetlerden Kadem-i Şerif, Sakal-ı Şerif Müslümanlar için büyük bir onur meselesidir. Bu emanetler, Mardin’i şereflendiren kutsal emanetlerdir.” dedi.
Mardin’in sahip olduğu kutsal mirasın ciddiyetine dikkat çeken Yüksel “Kadem-i Şerif, Hazreti Ömer’in Kudüs’ün fethinde Kudüs’e hediye ettiği, Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın mucizelerini ifade eden bir hatıradır. Dolayısıyla hem Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın bir hatırası hem de Kudüs’ün bir emanetidir Mardin’e. Bunun dışında Kerbela şehidi Muhammed El Faris Bin Caferi Tayyar Hazretlerinin türbesinin Mardin’de yer alıyor oluşu, yine bu alanda daha saygılı, daha dikkatli, daha özenli davranmamız gereken önemli bir husustur. Diğer taraftan ihtiva ettiği mabetler, medreseler bakımından da bu şehirde daha dikkatli davranmamız gerekiyor. Bu minvalde kentte içki ve eğlence sektörlerinin kontrol altında tutulması bu açılardan çok önem arz ediyor.” şeklinde konuştu.
“İbadethanelere, okullara 100 metre mesafede içki satışı ve içkili eğlence mekânı açılamaz”
Mardin’in bir vakıf şehir olduğunu hatırlatarak vakıf mülkiyeti baz alınarak kurallara göre hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Yüksel “Aslında şöyle bir gerçek var ki, Mardin bir vakıf şehirdir. Mardin’i yöneten, inşa eden Artuklular, yaptıkları bütün mekânları bir vakfa bağlamışlar ve vakıf statüsüne almışlar. Gelişen süreç içerisinde bazı yapılar özel mülkiyete haksız bir şekilde geçmiş olsa dahi, şehirdeki yapıların önemli bir yükünü hâlâ bir resmi vakfa ait mülkiyet olarak varlığını devam ettiriyor. Böyle olunca da bu vakıf mülklerinin kiraya verilirken hem vakıf sözleşmesine uyulması gerekir hem de mevcut yasalara uymak gerekiyor. Mevcut yasalarımızda bile mabetlere, okullara, ibadethanelere 100 metre mesafede içki satışı ve içkili eğlence mekânı açılamaz. Öyle bir işletmeye ruhsat verilemez. Mabetler ve medreseler şehri Mardin’de 100 metre mesafe kuralı uygulansa, Yukarı Mardin’deki bu kadim şehirde bir tane bile içkili mekân açılamaz. Dolayısıyla muhakkak bu kurala uyulması lazım. Bunun yürürlükte olmasını sağlamamız gerekiyor. İlla içkili mekân, eğlence mekânı açmak isteyenlere şehrin dışında bir yer gösterilebilir. Aksi takdirde bugün olduğu gibi şehir yaşanmaz hale gelir. Şehrin parlayan yıldızı olan turizm sektörü de her geçen gün gerilediği gibi büyük bir darbe alacak ve maalesef bu süreç sona erecektir. Böyle bir riskle bugün karşı karşıyayız.” ifadelerini kaydetti.
“Bunlar her şeyden önce insanlığa aykırı, insanlığa ters, yakışmayan davranış biçimleridir”
Yüksel ayrıca, ibadethanelerde ibadet edilirken, dışarıdan gelen yüksek sesli eğlence ve uygunsuz kıyafetlerle manevi atmosfere ciddi anlamda zarar verildiğini ifade ederek “Maalesef bir tarafta ibadethanelerde ibadet edilmeye çalışılırken yüksek sesle eğlence yayını yapmak, uygunsuz kıyafetlerle o caminin içinde dolaşmak… Bunlar her şeyden önce insanlığa aykırı, insanlığa ters, yakışmayan davranış biçimleridir. Başta bireyler olarak, sonra toplum olarak, yasaları uygulamakla mükellef olan kurumlar olarak bunlara hep birlikte el atıp çözüm bulabilmeliyiz.” şeklinde ifade etti.
Kentteki düzenin sağlanması için ilgili kurumlara da çağrıda bulunan Yüksel “Bu konular yasalar bakımından bildiğimiz kadarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı kurumlar ve belediye sorumluluğu altındadır. Bu iki kurum kente biraz daha özen gösterirse, zannediyoruz bir yok oluştan, felakete uğramaktan, Mardin’de turizmin sona ermesi tehlikelerinden kurtulmuş olacağız.” Dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Uluslararası Aile Fuarı kapsamında İDEV standında çocuklarla bir araya gelerek çizimlerini paylaşan Karikatürist Mikail Çiftçi, "Aile teması, tehlike altındaki en değerli kurumdur." dedi.
Uluslararası Aile Fuarı’nda konuşan İlahiyatçı-Yazar Özkan Yaman, ailenin korunması ve güçlenmesi için herkesin üzerinde uzlaşacağı '7 T' kuralını paylaştı. Yaman, "Kur’an ve sünnet derdiniz olursa, aile dertleri küçülür, kaybolur." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın "Aile ve İyilik" temasıyla düzenlediği Uluslararası Aile Fuarı’na katılan İdeal Eğitim Vakfı, aile ve eğitime dair yürüttüğü çalışmaları fuar ziyaretçileriyle paylaştı.