Fidye ve fitre nedir, kimlere verilir ?

Cizre Müftülüğü İlçe Vaizi Abdullah Gökalp, Ramazanda verilen fidye ve fitrenin fakirlerin ihtiyacını gidermek için çok fazla geciktirilmeden verilmesi gerektiğini söyledi.
İslam dininin önemli ibadetlerinden biri olan fidye ve fitre, Ramazan ayında fakirlerin ihtiyacını gidermek amacıyla yerine getirilen önemli ibadetlerdendir.
Cizre Müftülüğü İlçe Vaizi Abdullah Gökalp, oruç tutan ve herhangi bir hastalıktan dolayı orucunu tutamayan Müslümanın vermesi gereken fidye ve fitre hakkında İLKHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.
Fidye ve fitrenin İslam dininin üzerinde durduğu önemli ibadetlerden bir tanesi olduğunu ifade eden Vaiz Gökalp, “Fidye ve fitre ibadetleri Ramazan ayına mahsustur. Fidye, oruç tutamayacak derecede hasta bireylerin tutamadığı her bir gün oruç için ödemeleri gereken bir meblağdır. Fitre ise Ramazan Bayramı'na kavuşan her Müslümanın kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları bireylerin yerine çocuklarının yerine, hanımının yerine ödemesi gereken miktardır. Fidye, Şafii mezhebine göre oruç tutamayacak derecede hasta yaşlı bireylerin yanında ayrıca hamile kadınların, çocuklarından dolayı tutamadıkları oruçlar yerine verdikleri bir meblağdır. Şafii mezhebine göre, fidye temel gıda maddelerinde olması gerekiyor. Buğday, hurma, kuru üzüm gibi olması gerekiyor. Hanefi mezhebine göre temel gıda maddelerinin yerine ayrıca parasal değer de verilebilir.” diye konuştu.
Hanefi mezhebine göre fidye ve fitre eşit olduğunu söyleyen Gökalp, “Tutamadıkları oruçlar yerine Diyanet İşleri Başkanlığımızın belirlemiş olduğu parasal değeri 180 TL olarak kendisinin ve bakmakla ilgili olduğu çocuklarının yerine vermesi gereken miktardır. Şafii mezhebinde ise fitre Ramazan Bayramı'na kavuşan her Müslümanın kendisinin bakmakla yükümlü olduğu eşinin çocuklarının yerine vermesi gereken bir meblağdır.” dedi.
Şafii mezhebinin Hanefi mezhebini taklit ederek fitre ve fidye verebileceklerini aktaran Vaiz Gökalp, “Yine Şafii mezhebine göre, bu temel gıda, bir Sa’ dediğimiz, yani 4 avuç temel gıda miktarında bir bedeldir. Günümüz sürecini göz önünde bulundurursak, Şafii ulemasının son dönem alimleri, ayrıca Hanefi mezhebini taklit ederek de gıda yerine parasal değeri, yine Diyanet İşleri Başkanlığımızın belirlemiş olduğu 180 TL’yi fitre olarak verebilir.” şeklinde konuştu.
“İbadetin amacı, fakirin ve yoksulun ihtiyacını gidermektir”
Gökalp, “Peki, fitre kimlerin üzerine farzdır? Hanefi mezhebine göre, nisap miktarı, yani dinen İslam hukukunda zengin sayılabilecek kişilerin, kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler adına fitre vermesi gerekir. Şafii mezhebine göre ise, bayram namazına kavuşan her Müslüman, bayram günü ve gecesine yetecek kadar gıdası olan herkes, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler adına fitre vermelidir.
Fitre kimlere verilir sorusuna gelince, Kur’an'ı Kerim’de Tevbe 60'ıncı ayetinde, zekâtın kimlere verileceği hususu belirlenmiştir. Bu noktada, fidye ve fitre de yine aynı şekilde belirlenen kimselere verilmelidir. Fidye ve fitrenin bayram namazından önce ödenmesi önemlidir, çünkü bu ibadetin amacı, fakirin ve yoksulun ihtiyacını gidermektir.” dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Türkiye'de artan köpek saldırılarının ardından Batman'da başlatılan toplama çalışmalarıyla sokakların daha güvenli hale geldiğini belirten Güvenli Sokaklar Derneği, bu uygulamanın ülke genelinde hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
15 Nisan'da balık sezonunun kapanmasıyla birlikte esnaf, av yasağı sürecinde balık çeşitliliğinde azalma ve fiyatlarda artış beklerken yeni sezona dair umutlarını ise Eylül'e taşıyor.
Yapay zekâ ile ödev hazırlamalarının etkileri hakkında konuşan Eğitimci Yazar Erkan Haras, "Tamamen yapay zekâdan faydalanmak tembelliğe neden olur. Hiçbir çalışma metodu öğrenmeden sadece tuşlara dokunmuş olur. Yapay zekâ ve öğrencinin bilgisi pekişirse başarılı bir iş ortaya çıkar." dedi.
Nafakayla kadını koruyacağız derken erkeği zor durumda bırakmanın devlet ve topluma yakışmadığını vurgulayan Klinik Psikolog Mehmet İnkaya, "Meseleyi kadın-erkek olarak bir arada düşünmek zorundayız. Toplum analiz edilerek, nafakanın kanunlaştırılması gerekir." dedi.