Gazze’ye yönelik 17 yıllık ablukayı kırmak ve insani yardımları ulaştırmak amacıyla oluşturulan Küresel Sumud Filosu, 44 ülkeden aktivistlerin katılımıyla yola çıkmaya hazırlanıyor. Kudüs ve Hukuk Derneği Başkanı Av. Mustafa Eminoğlu, “Bu tarihî sivil girişimin başarısı, duyarlılık ve görünürlükle mümkün olacak” dedi.

İşgalci siyonistlerin 17 yıldır Gazze Şeridi’ne uyguladığı yasa dışı abluka ve son iki yılda artan soykırım saldırılarına karşı sivil bir direniş hareketi olarak kurulan Küresel Sumud Filosu, 44 ülkeden bine yakın aktivistin katılımıyla Gazze’ye insani yardım ulaştırmak üzere yola çıkıyor.

 Türkiye’den de pek çok ismin yer aldığı filoya Ankara’dan katılan Kudüs ve Hukuk Derneği Başkanı Av. Mustafa Eminoğlu, "Küresel Sumud Filosu inşallah yola çıkıyor. Yarın İspanya'dan, 4 Eylül'de ise Tunus'tan hareket edecek. 44 ülkeden binlerce aktivistin katılımıyla yaklaşık 1000 kişi Gazze'ye doğru yelken açacak. Yüze yakın gemiden bahsediliyor. Bu organizasyon, Gazze'deki ablukanın kırılması ve soykırımın durması adına bugüne kadar yapılan en etkili sivil girişimlerden biri olmayı hedefliyor. Bu, dünya tarihinde daha önce benzeri görülmemiş yoğunlukta bir katılımla gerçekleşiyor. Sivil, hiçbir otorite ya da devletin doğrudan arkasında olmadığı bir dayanışma hareketi. Türkiye'den de birçok aktivist katılım sağlayacak. Biz de bu filoda yer almak üzere kabul edildik. İnşallah gemide yer alacağız ve tüm Gazze dostları adına orada bulunacağız. Gazze’ye, özellikle Gazzeli bebeklere ilaç ve insani yardım ulaştırmak için yelken açacağız." dedi.

"Doktorlar bu çocuklara protez takmak üzere gemilere gerekli malzemeleri yükledi"

Gemilerde neler olacağına değinen Eminoğlu, "Gemilerde gıda malzemeleri, bebek maması ve bebek bezleri bulunuyor. Her gemide bir ya da iki doktor da görev alacak. Bu doktorlar ayrıca Gazze'de kol ve bacaklarını kaybeden çocuklar için ortez ve protezler götürüyor. Bildiğiniz gibi Gazze soykırımında şehit olan 20-25 bin çocuğun yanında bir de uzuv kaybı yaşayan 10 binlerce çocuk var. Doktorlar bu çocuklara protez takmak üzere gemilere gerekli malzemeleri yükledi." ifadelerine yer verdi.

"Gemi güvenliği tamamen kamuoyunun duyarlılığına emanet"

Eminoğlu, "Gemi güvenliği tamamen kamuoyunun duyarlılığına emanet. Elbette her şeyden önce Allah’a güveniyoruz. Ancak görünürlüğün artmasıyla birlikte israilin bu sivil filoya müdahale etmekten kaçınacağını umut ediyoruz. Bu konu medyada, sosyal medyada ve uluslararası platformlarda ne kadar gündemde tutulursa, israil üzerindeki baskı da o kadar artacak ve müdahale ihtimali azalacaktır. Gemiler tamamen sivil olduğu için herhangi bir askeri unsuru veya koruması yok. Sadece siviller insani yardım malzemeleri götürüyor. Bunlar basit gemiler bunlar öyle tam tesisatlı gemiler değil teknevari bir üst versiyon tekneler gemiler.Bizlere düşen, bu konuyu duyurmak, Gazze’ye doğru yelken açanların yanında yer almak ve bu çabayı sahiplenmek. Umuyoruz ki 44 ülkeden katılımlarla böylesi bir organizasyona israil müdahale edemeyecektir. israil bundan çekinecektir." şeklinde belirtti.

"17 yıllık Gazze ablukanın sona ereceğini temenni ediyoruz"

Gazze’ye ulaşıp ve 17 yıllık Gazze ablukanın sona ereceğini temenni eden Eminoğlu, şunları aktardı: "Gazze’ye en temel insani malzemelerin bile girişine yıllardır izin verilmiyor. Son 2 yıldır devam eden açık soykırımdan önceki 15 yılda da neler yaşadıklarını yalnız onlar bilir. 2 milyon insan adeta açık hapishanede yaşıyor. Gazze ablukası ile ilgili BM kararları, Uluslararası Adalet Divanı’nın duvar kararı ve 2006 tarihinden beri her şeyiyle uluslararası hukuka aykırı bir durumdur. Biz de bu hukuksuz ablukayı kırmak için harekete geçen sivil aktivistleriz. İnşallah amaca ulaşacağız. Gazze ablukasını yaracağız."

"Orada insanlar katlediliyor ve biz de en temel insani ihtiyaçları ulaştırmak üzere yola çıkıyoruz"

Son olarak Eminoğlu, "Daha önce israil, Madlen ve Hanzala adlı iki gemiye müdahale etmiş, aktivistleri gözaltına almış ve sınır dışı etmişti. Bu durum ancak o ülkelerin devletlerinin baskısıyla aşılabildi. Eğer Türkiye devleti bize sahip çıkmazsa, işlerimiz zorlaşır. Aynı şekilde 44 ülkenin her biri, kendi vatandaşlarını vatandaşlık tabiiyet ilişkisi gereği koruması gerekir. Çünkü bu basit bir seyahat değil; uluslararası hukukun, ahlaki ve insani yükümlülüklerin bir gereğidir. Orada insanlar katlediliyor ve biz de en temel insani ihtiyaçları ulaştırmak üzere yola çıkıyoruz. Bu sorumluluğun sadece devletler tarafından değil, bireyler ve vatandaşlar tarafından da kabul edilmesi ve sahiplenilmesi gerekiyor. İnanıyoruz ki devletimiz, Gazze soykırımın karşısında boş durmuyor, çaba gösteriyor. Ancak aynı zamanda bu sivil inisiyatifin de arkasında durulması gerektiğine inanıyoruz. Böyle olacağına da ümit ediyoruz." diye konuştu. (İLKHA)