ANFİDAP Boykot Çalışma Grubu Başkanı Ramazan Acar, ateşkes ilanına rağmen Gazze ve Batı Şeria’da katliamların sürdüğünü belirterek, boykotun gevşetilmemesi gerektiğini vurguladı.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) çatısı altında faaliyet gösteren Boykot Çalışma Grubu, işgalci siyonistlerin sivillere yönelik saldırılarına karşı en etkili bireysel tepkinin ekonomik boykot olduğunu hatırlatıyor.

İLKHA muhabirine konuşan ANFİDAP Boykot Çalışma Grubu Başkanı Ramazan Acar, ateşkese rağmen Gazze ve Batı Şeria’da katliamların sürdüğünü belirterek, ekonomik boykotun daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Acar, "Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Ateşkes olması, insanlarda doğal olarak bir rahatlama ve gevşeme oluşturabiliyor; fakat ateşkes olsa da Gazze’de uygulanan abluka ve Gazze’de işlenen katliamlar hâlâ devam etmektedir. Televizyon haberlerinde de bunu görmekteyiz. Bir taraftan Batı Şeria’daki hak ihlalleri de sürüyor. 13 Ekim’de imzalanan ateşkes sonrasında bugüne kadar Gazze’de 300'ün üzerinde insan katledildi. Diğer taraftan Batı Şeria’da 200'ün üzerinde insanın katledildiği bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde boykotun gevşemesi veya durdurulması söz konusu olamaz. Aksine boykotun daha hızlı bir şekilde gündemimize gelmesi gerekiyor. Bu anlamda bizim bir sloganımız var; 'Nehirden denize özgür Filistin olana kadar.' işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki siyonist çeteler oradan gidene kadar boykotun durmaması gerektiğini söylemek mümkündür." dedi.

"Boykotlu ürünlerin kamu kurumlarında alınmaması noktasında hassasiyet gösterilmesi gerekiyor"

Boykotun yalnızca bireylerin tercihinden ibaret olmadığını, kamu kurumlarından meslek örgütlerine kadar tüm yapılar için bir sorumluluk olduğuna dikkat çeken Acar, konuşmasının devamında şunları aktardı:

"Boykot, sadece alışveriş yapan vicdanlı bireylerin yapacağı bir uygulama gibi görünse de aslında boykot; işletmelerin, vicdanlı bireylerin yanında Türkiye’de tüm kamu kurumlarının, tüm meslek örgütlerinin, tüm belediyelerin, tüm sendikaların ve sivil toplum kuruluşlarının alım yaparken, boykotlu ürünleri alınmaması noktasında hassasiyet göstermesini gerektirir. Buradan Türkiye’deki tüm muhataplarımıza seslenmek istiyoruz. Kamu kurumlarında boykot deyince sadece gıda ürünleri, yiyecek-içecek ürünleri akla geliyor. Oysa hayatımızda yer alan yazılımlar, iş makineleri ve bunun yanında birçok tıbbi malzemenin de boykotlu olup olmadığı önemlidir. Bu konuda sadece bir ürünün alınması ya da satılmasından öte, yerli üretimin teşvik edilmesi gerekir. Hem siyasi iradenin bu konuda yerli üretim yapan firmalara destek olması hem de boykotlu ürünlerin kamu kurumlarında alınmaması noktasında hassasiyet gösterilmesi gerekiyor."

"Belediyenin yardım kartlarının 'Visa' ve 'MasterCard' yerine 'Troy' kart şeklinde dağıtılmalı"

Ankara Büyükşehir Belediyesinin sosyal destek kapsamında dağıttığı kartların "Troy" kart olması gerektiğine vurgu yapan Acar, "Bir de Ankara’da, başkentte yaşıyoruz. Büyükşehir Belediyemizin güzel bir uygulaması var; özellikle sosyal belediyecilik anlamında insanlara yardım kartı dağıtıyor. Bu güzel bir uygulama. Ancak bu yardım kartlarının 'Visa' ve 'MasterCard' yerine 'Troy' kart şeklinde dağıtılmasını da buradan Sayın Mansur Başkanımıza iletmiş olalım." ifadelerine yer verdi.

"Nehirden denize kadar, Filistin özgür olana kadar boykota devam edelim"

Son olarak Acar, "Ayrıca tüm sendikaların, tüm meslek örgütlerinin ve tüm kamu kurumlarının (Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı başta olmak üzere, tüm bakanlıkların) boykotlu ürünlerin satılmaması bu konuda alımlarda hassasiyet göstermesi gerektiğini ifade ediyoruz. Yerel yönetimlerde, belediyelerimizde sosyal tesislerde insanların tükettiği ürünlerin boykotlu ürünler olduğuna zaman zaman şahit oluyoruz. Bu konularda da yetkililerin daha fazla hassasiyet göstermesini bekliyoruz. Buradan, Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP)’ın bir alt birimi olan Boykot Çalışma Grubu olarak, buradan hem Ankara’nın tüm vicdanlı insanlarına, vicdanlı bireylere hem de yerel yönetimlerdeki tüm yetkililere sesleniyoruz. Boykotlu ürünlere duyarlı olalım, hassasiyet gösterelim. Nehirden denize kadar, Filistin özgür olana kadar boykota devam edelim." şeklinde belirti. (İLKHA)