Ballıca Mağarası doğal güzelliği, tarihi ve şifalı havasıyla ziyaretçilerini büyülüyor

Tokat’ın Pazar ilçesine bağlı Ballıca Köyü’nde bulunan ve yaklaşık 3,5 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilen Ballıca Mağarası, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Deniz seviyesinden 1.085 metre yükseklikte bulunan mağara, Pazar ilçesinden 8 kilometrelik bir yol ile ulaşılıyor. Yol güzergâhında, Selçuklu dönemine ait 1238 yılında inşa edilen Mahperi Sultan Kervansarayı ve yine aynı dönemde kullanılan tarihi köprü, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli eserler arasında yer alıyor.
1987 yılında başlayan araştırma ve haritalandırma çalışmalarının ardından, 1995’te yürüyüş yolları ve ışıklandırma sistemleriyle turizme kazandırılan Ballıca Mağarası, kristalleşmiş kireçtaşlarından meydana geliyor. Ortalama sıcaklığı 18 derece, nem oranı ise yüzde 54 olan mağara, bol oksijenli havasıyla ziyaretçilere rahat nefes alma imkânı sunuyor.
Ziyarete açık 8 farklı salonu bulunan mağaranın girişindeki havuzlu salon, sıcaklık ve nem oranıyla dikkat çekiyor. Buradaki damlataşların kalsit kristalleri arasındaki bağın zayıflaması sonucu oluşan özgün görüntüler, mağaranın geçmişte de kullanıldığını ortaya koyuyor.
“Uluslararası öneme sahip”
Mağaranın ana kılavuzu Mehmet Ülkü, Ballıca Mağarası’nın dünyada benzeri az görülen özelliklere sahip olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Jeologların tahminine göre Ballıca Mağarası yaklaşık 3,5 milyon yıllık bir geçmişe sahip. Türkiye’de en yaygın mağara tiplerinden biri kalsit oluşumlu mağaralardır ve Ballıca Mağarası da bu bakımdan oldukça zengin. Burasını diğer mağaralardan ayıran en önemli özelliği, ‘soğan sarkıtları’dır. Bu özgün oluşumlar, mağaraya uluslararası bir önem kazandırıyor. 2019 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren tek mağara olma özelliğini taşıyor. Ayrıca, içerideki havanın astım ve solunum yolu rahatsızlıklarına iyi geldiği biliniyor. Bunun sebebi de kalsit oluşumları sayesinde yayılan negatif iyonlardır.”
“Dünyanın 8'inci harikası”
Ziyaretçilerden Cemalettin Mestcioğlu ise Ballıca Mağarası’nın tarihi ve doğal güzelliğine dikkat çekerek şunları dile getirdi:
“Burası geçmişi çok eskiye dayanan ve adeta dünyanın 8'inci harikası olarak kayda geçen bir yer. Özellikle hafta sonları Tokat merkez ve çevre illerden yoğun ziyaretçi geliyor. Eşim astım hastası olmasına rağmen mağaranın havası sayesinde en derin bölgelere kadar rahatlıkla çıkabiliyor. Günlük ziyaretçi sayısı 5 bini buluyor. Ancak tanıtım konusunda bazı eksiklikler var. Bir de bazı ziyaretçilerin mağaraya zarar verdiğini görüyoruz. 1 milyon yılda oluşan sarkıtların koparılması gerçekten büyük bir kayıp.”
“Halen keşfedilmeyi bekleyen yerleri var”
Ailesiyle birlikte mağarayı gezen Halit Ceviz de, Ballıca Mağarası’nın eşsiz güzelliklerine vurgu yaparak, “Gerçekten mükemmel bir yer. Mağaranın tam olarak keşfedilmemiş bölümleri olduğu söyleniyor. Ayrıca KOAH ve astım gibi solunum rahatsızlıklarına da şifa olduğu belirtiliyor. Böyle bir doğal hazinenin korunması ve daha fazla tanıtılması gerekiyor.” dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Binlerce yıllık tarihiyle sadece kültür, sanat ve edebiyatın değil, aynı zamanda yöresel mutfağın da merkezi olmaya devam eden, Hz. Nuh’un şehri Cizre, mutfağın en özel tatlılarından biri olan Cizre Bırınczer ile hem tarihi geçmişi hem de benzersiz lezzetiyle sofraların vazgeçilmezi durumunda
Kütahya’daki Tavşanlı Höyük kazılarında, 4 bin 500 yıl öncesine ait mermer, kemik ve topraktan yapılmış idoller bulundu. Buluntular Tunç Çağı'na ışık tutuyor.
12 bin yıllık geçmişe sahip Hasankeyf'teki Şaab Vadisi ve Küçük Saray, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.