Uzman Klinik Psikolog Mustafa İlhan, artan şiddet olaylarının temelinde “Toplumsal yalnızlık virüsü” olduğunu belirtti. İlhan, çözüm için öneride bulunarak, “Bir selam, bir çay, bir helallik, bir mahalleyi değiştirebilir.” dedi.

Türkiye’de son yıllarda kavgalar, trafikte silahlı tartışmalar ve apartman içi çatışmalar dikkat çekici şekilde artmakta.

Uzman Klinik Psikolog Mustafa İlhan, artan şiddet tablosunu “Asıl mesele öfke değil, yalnızlık virüsü” diye yorumladı.

“Asıl mesele yalnızlık virüsü”

İlhan, toplumsal ilişkilerin zayıfladığına dikkat çekerek, “Yıllarca selam vermediğimiz komşumuzu artık insan değil, gürültü yapan bir nesne gibi görüyoruz. Küçük sorunlar büyüyor. Çünkü dert anlatacak güvenli bir alanımız yok. Eskiden mahallede bir dede, bir teyze, cami cemaati olurdu. İki çay içer, içini dökerdi. Şimdi o alan yok. Öfke ya kendine dönüyor, depresyona ve intihara dönüşüyor ya da dışarı patlıyor; trafikte silah, apartmanda bıçak olarak karşımıza çıkıyor.” dedi.

“Bilim de Kur’ân da aynı şeyi söylüyor”

“Boşanmaların çoğu artık aldatma yüzünden olmuyor. İnsanlar şunu söylüyor: ‘Birbirimizle hiç konuşmuyoruz, evin içinde yalnızım.’ Asıl sorun budur. Bugün bilim bize diyor ki öfke kontrol altına alınabilir, nefes teknikleri, duygu farkındalığı ve ben dili kullanılmalı. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerim de ‘Öfkelerini yutanları ve insanları affedenleri Allah sever’ buyuruyor. Peygamber Efendimiz Aleyhisselam, ‘Gerçek pehlivan, güreşte rakibini yenen değil, öfke anında nefsine hâkim olan kişidir’ buyurmaktadır. Gençlere ‘Asıl yiğitlik budur’ denildiğinde inanılmaz etkilenmekteler. Ben insanlara öfkelendiklerinde ‘Eûzu billâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm’ dedikten sonra ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ demelerini öneriyorum. Nitekim Peygamberimiz, ‘Öfkelendiğimde beni yatıştıran budur’ buyurmuştur.

“Toplumsal reçete: Komşu çayı, mahalle evleri, helalleşme”

Mahalle kültürünün canlandırılması için yapılması gerekenleri aktaran İlhan, “Mahalle kültürünün daha güzel geliştirilmesi adına misal muhtar, imam, gençlik derneği ayda bir komşu çay günü düzenlesin. Her mahallede ücretsiz çay dağıtan bir mahalle evi olsun. İnsanlar adını bilmediği komşusuyla göz göze gelsin. Bir mahallede, bir apartmanda ‘Helalleşme Haftası’ ilan edelim. Sadece şu cümleyi koyalım ortaya: ‘Kimde hakkım varsa gelsin alsın, ben de helallik istiyorum.’ Bu tek cümle, yılların kinini eritiyor. Bir mahallede bir kişi bile bu işe gönül koyarsa, o mahalle kurtulur. Yalnızlık modern bir virüs gibi; sessiz ve bulaşıcı. Ancak tedavisi de çok basit: Bir selam, bir çay, bir helallik… İnsan biraz görüldüğünü, biraz duyulduğunu hissederse, o silahı masaya bırakıyor, o bıçağı cebine geri koyuyor. Toplumumuzun mayasında zaten bu güzellikler var. Yeter ki hatırlanmalı.” diye aktardı. (İLKHA)