Gazze’de katliam sürerken İnsan Hakları Günü’nün anlamını yitirdiğini belirten Avukat Oktay Sari, batılı ülkelerin sessizliğinin ve israile verdiği silah desteğinin insan hakları söylemini fiilen yok ettiğini belirterek, uluslararası toplumun artık vakit kaybetmeden israile yönelik ciddi yaptırımlar uygulaması gerektiğini ifade etti.

Yarın 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanacak. Ancak Gazze’de iki yılı aşkın süredir devam eden katliam ve insani kriz, insan haklarının adeta yok sayıldığını gözler önüne seriyor. Dünyada hâlâ milyonlarca insan, savaş, açlık ve baskı altında temel haklardan mahrum bırakılıyor.

Avukat Oktay Sari, konuyla ilgili İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze’de iki yılı aşkın süredir süren katliamın, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul eden dünya ülkelerinin sessizliğiyle sürdüğünü belirtti.

Sari, batılı ülkelerin siyonist rejime sağladığı silah desteğinin insan hakları söylemini çiğnediğini vurgulayarak, uluslararası toplumun acilen etkili yaptırımlar uygulaması gerektiğini ifade etti.

"İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni kabul eden dünya katliama sessiz"

İnsan haklarının bir güne sığdırılacak ve gündeme gelecek bir konu olmadığını söyleyen Sari, "Birinci ve İkinci Dünya Savaşı ve batının içinde bulunduğu tüm savaşlarda insan haklarının yerle yeksan olduğu net bir şekilde bellidir. Yakın tarihe baktığımızda; Bosna, Afganistan, Suriye ve Filistin'de neler yaşandığını ve yaşanılanların tamamında insan hakları evrensel beyannamesini dayatan ve kabul ettiren batının eli olduğunun net bir şekilde görüldüğü açıktır. Yakın tarihi bırakın, günümüzdeki Gazze'yi göz önünde bulundurun. Herkes 'Gazze'de bir barış var, ateşkes sağlandı' deniliyor. Öncesini kimse konuşmuyor. İki yıldan fazla bir süredir insanlar katledildi. Dünyanın bilmediği silahlarla üzerlerinde denek gibi oynandı. Aç bırakıldılar. Buna rağmen dünyada İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni kabul eden dünya ülkelerinin tamamı sessiz kaldılar. Gazze'de katliamın devam etmesi için batılı ülkelerin tamamı para yardımının yanında silah yardımı da yaptılar. Böyle bir ortamda siz Dünya İnsan Hakları Günü kutlamasını nereye sığdıracaksınız, nereye koyacaksınız?" dedi.

"İnsan Hakları Günü'nde Gazze'de katliam devam ediyor"

Batılı paradigmaların dayattığı kavramları alırken dikkat etmek gerektiğini ifade eden Sari, "Nasıl davranmamız gerektiğiyle alakalı perspektifi Kur'an-ı Kerim ve sünneti sunuyor. Bu zaviyeden bakmakla mükellefiz. Bu vesileyle gündemden düşen Gazze konusu yeniden gündemleşmelidir. İnsan Hakları Günü'nde “Gazze'de ateşkes sağlandığı” söyleniyor. Ama her gün katliam devam ediyor. Yardım tırlarının girmesi gerekiyor ama insanlar hâlâ aç durumdalar. İnsanlar çadırlar içerisinde suyun içinde yaşamak zorunda kalıyorlar. Böyle bir günde onların da bu evrensel beyannamede haklara sahip olduğunu hatırlayıp gündemleşmesi gerekiyor." diye belirtti.

"Devletlerin uluslararası düzeyde israile ciddi manada yaptırım yapmalı"

Siyonist rejimin insan hakları konusunda şu an yargılanıp mahkûm olmak üzere olduğunu vurgulayan Sari, sözlerini şöyle bitirdi:

"Birçok kurum ve kuruluş bununla alakalı destek veriyor. Devletlerin uluslararası arenada yapması gereken şey çok net bellidir. Bu evrensel beyanname çerçevesinde en azından yardımlarını kesmesi gerekiyor. Fakat bunu dahi yapamıyorlar. Tam tersine hepsi silah desteği sunuyor. Bırakın fiilî olarak bir müdahale etmeyi, onların gönderdikleri silahla masumlar katlediliyor. Bunlar dahi yapılmamışken konuşmak abesle iştigaldir. Sadece israile yardımlarını kesseler o bile yeterli olacak, fakat bunu yapamıyorlar. Devletlerin uluslararası düzeyde israil'e ciddi manada yaptırım yapması gerekiyor." diye konuştu. (İLKHA)