Diyarbakır’da bir araya gelen İslami sivil toplum kuruluşları, işgal çetesinin Gazze’de sürdürdüğü katliam, abluka ve açlık politikalarına tepki göstererek uluslararası topluma harekete geçme çağrısı yaptı. "Siyonist katliamlara alışma, ayağa kalk!" sloganıyla yapılan basın açıklamasında, zulme karşı sessiz kalmanın insanlığa ihanet olduğu vurgulandı.

Gazze’de süren soykırıma dikkat çekmek ve Filistin direnişine destek vermek amacıyla Diyarbakır’daki İslami Sivil Toplum Kuruluşları, 15 Temmuz Şehitler Parkı’nda kitlesel basın açıklaması düzenledi.

"Siyonist katliamlara alışma, ayağa kalk!" sloganının öne çıktığı açıklamayı Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları adına Yusuf Ürgen okudu.

Konuşmasına Bakara Suresi’nin 207’nci ayetiyle başlayan Ürgen, Gazze’de yaşananların insanlığın gözleri önünde bir vahşete dönüştüğünü belirterek, uluslararası toplumun daha fazla sessiz kalmaması gerektiğini ifade etti.

"Gazze’deki vahşet insanlığın vicdanını hedef alıyor"

Ürgen, "Gazze'de yaşanan insanlık dramı, gözlerimizin önünde bir vahşet sahnesine dönüşmektedir. israilin yıllardır süregelen işgal ve saldırı politikaları, sadece bir halkın değil, insanlığın vicdanını hedef almaktadır. Her gün yaşanan zulümlere yenileri ekleniyor. Kendi ağırlıklarının yüzlerce katı bombalarla parçalanan minik bedenler, aç ve perişan bırakılmış kadınlar ve aciz yaşlılar, elbette sözün bittiği noktayı gözler önüne sermektedir." diye konuştu.

"Her öldürülen masum, suskun kalan dünya vicdanının suç ortağıdır"

Batılı güçlerin desteğiyle işgal çetesinin zulümlerine her gün yenilerini eklediğini belirten Ürgen, "Gazze’deki kardeşlerimiz, neredeyse iki yıldır en temel ihtiyaçları olan yemek ve su ile terbiye edilmeye çalışılıyor. İlaç yetersizliği had safhaya ulaşmış durumda. Hastaneler, okullar bombalanıyor; doktorlar ve gazeteciler birer birer şehit ediliyor. Müslümanlar, deyim yerindeyse Gazze’de kıyameti yaşıyorlar. Bugün Gazze’de öldürülen her masum, suskun kalan dünya vicdanının suç ortağı olduğu bir zulmün kurbanıdır. İki yüzlü Batı medeniyeti, kendi çirkefliğini her geçen gün daha korkunç bir biçimde sergiliyor. Desteğini başta ABD olmak üzere batılı süper güçlerden alan azgın siyonistler, gücün verdiği şımarıklıkla zulümlerine zulüm katıyorlar. Bu konuda Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: 'Mazlumun bedduasından sakının; çünkü onun duasıyla Allah arasında bir perde yoktur." dedi.

"Kadınlar, çocuklar ve yardım gönüllüler hedef alınıyor"

Uluslararası anlaşmalara rağmen sivillerin korunmadığını ve adaletin susturulduğunu belirten Ürgen, sözlerine şöyle devam etti:

"israil, uluslararası hukuku, insan haklarını ve savaş ahlakını hiçe sayarak; kadınları, çocukları, sivilleri ve yardım gönüllülerini hedef almayı sürdürüyor. Artık hastanelerin bombalanmadığı, yardım çadırları ve yemek kuyruklarının hedef alınmadığı, yaşananları dünyaya duyuran basın mensuplarının öldürülmediği gün yok. Gazze’de yaşananlar açıkça savaş suçları kapsamına girmektedir. Sivillerin korunması gerektiği uluslararası anlaşmalara rağmen Gazze halkı yalnız bırakılmış, adalet susturulmuş ve insanlık bir kez daha sınıfta kalmıştır. Artık dünya kamuoyu, birkaç soytarının vereceği kararlara seyirci kalamaz; ilahi adalet buna müsaade etmez. Gazze’nin ateşi, yaşananlara seyirci kalan her coğrafyada, her ülkede ve her bireyde ayrı bir yangına sebep olacaktır."

"Gazze, dün olduğu gibi bugün de şehadet kervanına en şereflilerini katıyor"

Ürgen, "Salih Aruri, İsmail Heniye, Muhammed Dayf, Mervan İsa, Yahya Sinwar dün şehadete uğurlanırken; bugün de Muhammed Sinwar’ı şehadet kafilesine uğurlamaktayız. Peki, savaşın başından beri kahramanlık destanı yazan Yemen’e ne demeli? Dünyanın en yoksul ülkelerinden olan Yemen, tüm şartlarını zorlayarak siyonistlere kafa tutarken, birkaç gün önce siyonistler tarafından düzenlenen bombalı saldırı sonucu başbakan başta olmak üzere birçok üst düzey bakan şehit edildi. Gazze cihadı, en şereflilerini cennete uğurlamaya devam ediyor." şeklinde konuştu.

"işgal çetesinin sivil katliamlarına rağmen, hükümetler siyonizme karşı net tavır alamıyor"

Ürgen, hükümetlerin siyonizme karşı net tavır alamadığını ancak sivil girişimlerin her geçen gün güçlenerek Gazze’deki ölüm ablukasını kırmaya çalıştığını dile getirdi.

Küresel Sumud Filosu’nun da bu kapsamda yola çıktığını hatırlatan Ürgen, "israil sivil katliamlarına devam ederken ve hükümetler ekonomik, siyasi ve askeri alanda siyonizme net bir tavır alamazken; sivil insiyatifler her geçen gün güçlenerek Gazze’deki ölüm ablukasını kırmak üzere yola çıkmaya devam ediyor. Dün Mavi Marmara, Hanzala ve Madleen ile siyonist abluka kırılmaya çalışıldı. 31 Ağustos’ta ise Küresel Sumud Filosu İspanya’dan yola çıkarken; Tunus’tan filoya katılacak gemiler 4 Eylül’de yola çıkacak. Bu filoya 40’tan fazla ülkeden aktivistler katıldı ve filo yüklü miktarda insani yardım malzemesi taşıyor. Rabbimizden umudumuz, Hazreti Musa aleyhisselama nasıl denizi yardıysa, bu filoları da gideceği istikamete ulaştırmasıdır." ifadelerini kullandı.

"Sessizlik zulmü onaylamaktır"

Uluslararası topluma çağrıda bulunan Ürgen, "israilin sistematik zulmüne ve işgal politikalarına derhal son verilmelidir. Gazze’de işlenen savaş suçları uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır. İnsan haklarına inanan her birey, bu zulüm karşısında harekete geçmeli ve Filistin halkının haklarını savunmalıdır. Birleşmiş Milletler ve uluslararası kurumlar, insan haklarını savunmakta samimiyse bu vahşete sessiz kalamaz." diye konuştu.

"Adalet ve merhamet, tüm insanlığın ortak değeridir"

Filistin halkının haklarını savunmayı ve mazlumların sesini duyurmayı sürdüreceklerini vurgulayan Ürgen, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

"Son dönemde artan saldırılar ve insani kısıtlamalar bize bir usulü bir esası bir kez daha hatırlatıyor: Adalet ve merhamet, tüm insanlığın ortak değerleridir. Bu usul ve esaslar bugün herkese lazım olacak. Bizler, Filistin halkının haklarını savunmaya, onların sesini duyurmaya ve mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz. Bu haklı mücadelemiz, zalimlerin gücünü değil, mazlumların dirayetini artıracaktır. Yüce Allah’ın şu buyruğunu bir kez daha haykırıyoruz: 'Zulmedenler nasıl bir sona uğrayacaklarını pek yakında bileceklerdir.' (Şuara, 227) Allah’ın izniyle, özgür Kudüs’te hep beraber namaz kılacağımız günler yakındır. Bizler umudumuzu Rabbimizden alıyoruz ve kafirlerden başkası Allah’ın rahmetinden umudunu kesmez. Gazzeli mücahit kardeşlerimizin kutlu davasını son nefesimize kadar sürdüreceğimizi tüm dünyaya ilan ediyoruz: Ya şehadet, ya zafer!" (İLKHA)