Ailenin karşılaştığı sorunlar düzenlenen çalıştay ile masaya yatırıldı
Toplumun temel taşı olan ailede karşılaşılan sorunlar, "Ailenin Karşılaştığı Yeni Nesil Sorunlar Çalıştayı" ile masaya yatırıldı.
Cihannüma Derneği öncülüğünde Yıldız Teknik Üniversitesi kongre Salonu'nda gerçekleştirilen çalıştaya; İstanbul Aile Vakfı, Esenler Belediyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi destek verdi.

"Kötülüğe karşı iyiliği ayağa kaldırmanın gayreti içerisinde olmalıyız"
Rahmi Küçük'ün Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan Cihannüma Derneği Başkanı Selim Cerrah, "Dünya çok da arzu edilen bir istikamete doğru gitmiyor. Küresel saldırıların sadece Gazze'de, Doğu Türkistan'da, Myanmar'da insanların canlarına kastederek hayat haklarına musallat olduğunu düşünerek yaşama lüksüne sahip değiliz. Bundan daha ötesi, daha tehlikelisi, Kur'an'ın ifadesiyle 'ekinin ve neslin helak edilmesi' meselesi dünyanın en temel problemlerinden birisi haline gelmiştir. Bütün bu kötülüklerin karşısında elbette ki iyiliği ayağa kaldırmak için insanların büyük bir çaba ve gayret içerisinde olmaları gerekiyor. Biz bu çabayı, bu gayreti yeniden kuşanabilmek, sorunlarımızı konuşabilmek, bu sorunlara muhtemel çıkış yollarını önerebilmek ve Osmanlı devlet düzenini ayakta tutan enfes aile nizamını yeniden konuşabilmek için de bu toplantıyı organize etmiş bulunuyoruz." dedi.

Selim Cerrah
"Ailede huzur olmazsa toplumda dirlik ve düzen olmaz"
Cerrah, "Aile, toplumun temel taşıdır. Bir toplumda aile yatışı ne kadar sağlıklı olursa olsun o toplumun içerisine dışarıdan zerk edilen virüslerin varlığı, çok büyük bir tehdit ve tehlike olarak önümüzde duruyor. Ailede huzur olmazsa toplumda dirlik ve düzen olmaz. Aile yapışı bozulan toplumların uzun süre ayakta kalabilme şansı yoktur. O sebeple, oturup 1+1 konutların içerisine, kibrit kutularına sıkışmış gibi sıkışmak suretiyle yaşamaktan daha ziyade, evlerimizi yeniden bir huzur iklimine, bir maneviyat ölçeğine taşımamız gerekiyor. Resulullah Efendimiz bir hadisi şeriflerinde, 'hiçbir baba çocuğuna güzel edepten daha değerli bir miras bırakmaz' buyurmuşlardır. Kuran'ın ölçülerine, hikmetlerine baktığımızda, nihayetinde Allah'ın rızasına ulaşabilmek için bir arayış içerisinde, gayret içerisinde olmamız gerekiyor. Ancak gelin görün ki dünya hayatının, günlük hayatının sıkıntıları, yorgunluk, stres veya başka Bu sebeplerle hepimiz bütün bu sıkıntılardan sükûnetle kurtulmak suretiyle huzur bulabileceğimiz iklimleri inşa edebilmekten yavaş yavaş uzaklaşıyoruz." diye konuştu.

"Hazreti Musa örneğindeki gibi gençlerle bir şeyler yapmalıyız"
Aile ocağının fırtınaya yakalanmış gemilerin sakin bir liman araması gibi herkesin araması gereken huzur limanı olduğunu hatırlatan Cerrah, "Müslümanlar olarak, her şeyden önce vahyin inşa ettiği şahsiyete talip olmamız gerekiyor. Hazreti Musa, Hazreti Şuayb'ın yanında bir nevi peygamberlik stajı yapıp geriye döndüğünde firavunun yanına, kavminin yanına İsrailoğullarının yanına kendi kavminin yaşlıları ona şu şekilde itiraz etmeye başlamışlar. 'Ey Musa! Sen burada yokken biz köleydik ama karnımız doyuyordu. Evet, eziyetler çekiyorduk ama bir şekilde hayat devam ediyordu. Sen geldin ve bir peygamberlik iddiası ortaya attın. Şimdi Firavun ve avenesi tarafından üzerimize yüklenen baskıların katsayısı arttı. Daha çok zulüm, daha çok işkence görüyoruz ve bütün bunların sebebi senin bu peygamberlik iddiandır.' Dediler. Hazreti Musa kavminin yaşlılarıyla çok uğraştı. Onlara anlatmaya, öğretmeye çalıştı ama bu işten bir sonuç elde edemeyeceğini düşündüğünde, 'Ya Rabbi! Bana bir çıkış yolu göster.' Diye dua etmiştir. O zaman Yunus Suresinin 87'inci ayetinde geçen 'Ey Musa! Şehrin muhtelif yerlerinde kıblegâh inşa et. O evlerde umudunu kesmiş olduğun o yaşlı kuşağı bir tarafa bırakmak suretiyle toplumun içerisindeki gençleri al ve onları eğit. Onlarla birlikte yeni bir toplum inşa et. Ancak meseleyi böyle çözebilirsin.' Emri geldi. Hazreti Musa da şehrin muhtelif yerlerinde kıblegâh evler kurdu ve o evlerde insanlara istikamet öğretti. Nasıl yaşanılıp nasıl yaşanmaması gerektiğini yeni neslin öncülerine orada öğretti. Bizler de aynı izzetten yürümek suretiyle yeni bir iddia ortaya koyacaksak, var problemlerin taşıyıcısı ve sürdürücüsü olan kişilerden ve kurumlardan medet ummaktan daha ziyade toplumun geleceği, çekirdeği, tohumu, mayası olacak gençlerle bir şeyler yapmak zorundayız." şeklinde konuştu.

Ünal Karabıyık
"Toplumumuzun büyük bir kesimi aileyi hala çözümün merkezi olarak görüyor"
İstanbul Aile Vakfı Başkanı Ünal Karabıyık, "Bu birliktelik başlı başına güçlü bir mesaj. Zira aile meselesi ortak bir vicdan ve milli beka meselesidir. Aile fertleri yalnızca bir arada tutan bir yapı değil, toplumu ayakta tutan kültürel ve ahlaki bir omurgadır. Bu omurga zayıfladığında yalnızca fertler değil; mahalle, şehir ve nihayetinde de toplum yara alıyor. İstanbul Aile Vakfımızın sahada yürüttüğü çalışmalar şunu açıkça gösteriyor. Toplumumuzun çok büyük bir kesimi aileyi hala sorunun değil çözümün merkezi olarak görüyor. Yani bugün bazı dizilerin sloganlarında ifade edildiği gibi ne annelik büyük bir cinnet ne de aile büyük bir imtihan. Ailenin çözüm merkezi olduğu gerçeği bizim için son derece kıymetli bir imkân. Çünkü çözüm hala evimizde. Bununla beraber yangın ve tehlike de hanemizin kapısının önünde." dedi.

"Aileyi konuşmak geçmişi savunmak değil istikbali korumaktır"
Karabıyık, "Bugün karşı karşıya olduğumuz tehditlerin önemli bir kısmı artık açık çatışmalarla değil, değerleri aşındırarak, kavramları bozarak ve normal olanı belirsizleştirerek geliyor. Gazze'de soykırım uygulayanların aynı zihniyetle tüm dünya sathında soy kurutma projelerini uyguladığını görüyoruz. Biz buna sosyokültürel terör diyoruz. Sosyokültürel terör, sessiz ve dağınık görünür fakat hedefi gayet nettir. Ailenin çözülmesi ve toplumun direncinin kırılması temel hedefidir. Bugün dünyada yaşanan birçok kırılma ekonomiden önce değerler alanında teknolojiden önce de anlam dünyasında başlıyor. Bu nedenle aileyi konuşmak geçmişi savunmak değil istikbali korumak anlamına geliyor." diye konuştu.

"Gençlerin yetiştirilmesinde aile gibi eğitim kurumları da önemli bir unsurdur"
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik, "Hepimiz biliyoruz ki, aile temel bir yapı taşı ve toplumun şekillenmesinde en önemli unsur. Eğer biz aile düzgün şekillendirirsek ve aile içerisindeki yeni bireyleri topluma uygun bir şekilde yetiştirebilirsek, toplumun geleceği de oldukça güvenilir bir şekilde olgunlaştırılmış olur. Toplumu şekillendirecek olan ailenin modeli, Peygamber Efendimizin aile hayatıdır. Eğer Peygamber Efendimizin aile hayatını örnek olarak önümüze koyabilirsek, çocuklarımızın ve gelecek nesillerin daha sağlıklı, daha doğru yetiştirilmesini sağlamış oluruz. Hep milli ve manevi değerlerimize bağlı çocuklar yetiştirmekten bahsederiz. Bunun yolu Kur'an ve sünnete bağlı aile ve ona bağlı nesiller yetiştirmekten geçer. Aile önemli bir unsur ama eğitim kurumları da çok önemli bir unsurdur. Eğitim hayatında çocukların şekillenmesi oldukça önemlidir. Hele hele gençlerin belli yaşlardan sonra tutulduğu birtakım sapkın akımlardan çocuklarımızı, gençlerimizi mutlaka uzak tutmalıyız. Bunun için de çok sağlam bir aile yapısının olması gerekiyor. Akşamleyin çocuk toplumdan eve geldiği zaman sağlam bir aile yapısı, güvenilir bir aile yapısı bulmalı ki, toplumda aldığı yarayı bereyi ailede onarabilsin." şeklinde konuştu.

"Evlilik kolaylaştırılmalı"
Günümüzde aile yuvasının kurulmasının oldukça zorlaştığını ancak gençlerin evlendirilmesi gerektiğini de söyleyen Debik, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Bu zorluk aslında biraz da toplumumuzdan kaynaklanıyor. Peygamber Efendimizin, 'kolaylaştırın, zorlaştırmayı' hadisini özellikle evlilikte uygulamak gerekir. Öyle evlilikler yapıyoruz ki, gençlere evlenmeyin demiyoruz ama onu realitede bizzat uyguluyoruz. Dolayısıyla evliliği kolaylaştırmamız gerekiyor. Evlilik yaşı ilerledikçe ilerliyor. Allah muhafaza yakında evlilikten bahsedemeyeceğiz. Evlilik öyle bir kutsal müessese ki, bizzat Kur'an-ı Kerim'de 'içinizdeki bekârları evlendirin' diye emrediliyor. O zaman uygun yaşlarda gençlerimizi bir an evvel evlendirmemiz gerekiyor. Bunu yaparken de mutlaka aileler işi zorlaştırmamalıdır."
Dijitalleşmenin aile ilişkilerine etkisi, Eğitim, istihdam ve evlilik ilişkisi, Evliliğin ötelenmesi, mevcut sorunlar ve doğurganlık, geleneksel medya ve gündüz kuşağı programlarının aile dinamiklerine etkisi ve cinsel kimlik karmaşası gibi konuların ele alınacağı çalıştay, alanında uzman kişilerin katılımıyla gerçekleştirilecek panel oturumu ile devam etti.
Panelin ikinci gününde ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinür Özdemir Göktaş'ın katılması bekleniyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Sakarya'nın Karasu ilçesinde üç mahallede şap hastalığı tespit edilmesi üzerine, hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla 37 mahallede hayvan hareketleri durdurularak karantina uygulaması başlatıldı.
İçişleri Bakanlığı, Kocaeli'nin İzmit ilçesinde, Rus menşeli keşif ve gözetleme amaçlı kullanılan Orlan-10 tipi olduğu değerlendirilen İHA bulunduğunu açıkladı.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde freni patlayan vinç, trafik ışıklarında bekleyen 6 aracı biçti. Kazada 7 kişi yaralandı.