Prof. Dr. Tekin: Gazze yanarken Arap liderler ABD ile trilyon dolarlık anlaşmalar yapıyor

Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Tekin, Gazze’de devam eden katliamlar karşısında bazı Arap liderlerin ABD ile ekonomik ve askeri iş birliklerini artırmasının kabul edilmez bir durum olduğunu vurguladı.
Mardin Artuklu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Tekin, işgal rejimin Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tekin, saldırılarda kullanılan mühimmatın büyük ölçüde ABD menşeli olduğunu belirterek, bu katliamın siyasi ve askeri boyutunun ötesinde, bir “ahlaki yıkım” olduğunun altını çizdi.
“Ortadoğu’nun kalbi bir kez daha kanıyor” diyen Tekin “Gazze’de her gün çocuklar, kadınlar, yaşlılar hayatını kaybediyor. Enkaz altından çıkarılan cansız bedenler, bombalanmış okullar, hastaneler. Bunlar sadece bir halkın değil, tüm insanlığın yıkımıdır. Bu katliamın izini sürdüğümüzde, varacağımız adres bellidir, Büyük şeytan Amerika,” ifadelerini kullandı.
“Arap liderlerin sessizliği, halklarının vicdanında yankı buluyor”
Gazze’de yaşanan insanlık dramının devam ettiği bir dönemde, Arap ülkelerinin ABD ile trilyon dolarlık anlaşmalar yapmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Tekin “Bu vahşet sürerken, bazı Arap liderlerin Washington’da Beyaz Saray önünde gülümseyerek verdiği pozlar, tarihî bir utancın belgesidir. Artık bu, sadece bir siyasi tercih değil, apaçık bir ahlaki çöküştür. Bir yanda yanmış çocuk bedenleri, diğer yanda imzalanan ekonomik protokoller... Bu nasıl bir çelişkidir? Lübnan’da, Tunus’ta, Fas’ta, hatta Suudi Arabistan’da insanlar Gazze’de olan biteni ekrandan izlerken içleri parçalanıyor. Aynı insanlar, yöneticilerinin ABD ile iş birliği içinde olduğunu gördükçe ihanete uğradığını hissediyor.” ifadelerini kaydetti.
“Diplomasi bahanesiyle yapılan bu iş birlikleri neye yarıyor?”
Tekin, yapılan bu anlaşmaların hiçbir şekilde Filistin halkının lehine işlemediğini belirterek “Sürekli ‘Bu iş birlikleri Arap dünyasının diplomatik gücünü artıracak’ söylemleri oluyor. İmzalanan trilyonluk anlaşmalar, Gazze’de bir tek çocuğun daha yaşamasını sağladı mı? ABD’ye baskı kurmak için mi kullanıldı bu ilişkiler? Gerçek şu ki bu ilişkiler, işgalci rejimin cesaretini artırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. Gazze’de yaşananlar yalnızca israil ve ABD’nin değil, sessiz kalan herkesin utancıdır. Bir halk yok ediliyor. Bunu sadece izlemekle yetinenler, bu zulmün ortağıdır. Unutmayalım ki tarih unutmaz. Bugün çocuklar ölüyor ama yarın onların hatıraları, yöneticilerin karşısına dikilecek. Vicdan terazisi bir gün mutlaka kurulacak.” dedi.
“Ahlaki bir seferberlik zamanı”
Tüm İslam dünyasına çağrıda bulunan Tekin, şunları söyledi “Gazze sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın sınavıdır. Bu sınavda kimileri katliamın mimarı, kimileri ise sessiz ortağıdır. Ama bazıları vardır ki vicdanın sesi olur. Arap liderler için hâlâ geç değil. Milyar dolarlık anlaşmaların değil, milyar yüreğin sesine kulak verilmelidir. Eğer gerçekten bir duruş sergilemek istiyorlarsa, Gazze’nin yanında olmaları gerekiyor. Sözle değil, eylemle olması lazım.” (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Bingöl İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği (Bingöl İHH), İyilikte Yarışan Sınıflar Projesi ile yürütülen çalışmalar kapsamında Bingöl merkezde Borsa İstanbul Sarayiçi İlkokulu öğrencileri ve öğretmenleri tarafından Gazze’de yetim kalmış 20 çocuğa sponsor oldu.
Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh İkrime Sabri, işgalci rejimin mevcut olayları bahane ederek Aksa'yı kapattığını belirterek, bunun Müslümanların ibadet hakkına yönelik açık bir saldırı olduğunu vurguladı. Sabri, işgalcilerin bu adımla Aksa üzerindeki kontrolünü artırmaya çalıştığını ifade etti.
HAMAS, siyonist rejimin Gazze'de yardım bekleyen sivillere yönelik son saldırısını "ABD’nin denetiminde yürütülen bir ölüm tuzağı" olarak niteledi. Hareket, işgalcinin gıda dağıtım noktalarını toplu infaz alanlarına dönüştürdüğünü ve bunun soykırım politikasının parçası olduğunu vurguladı.
İslami Cihad Hareketi, Han Yunus'ta yardım almak için bekleyen sivillerin hedef alınarak en az 50 kişinin şehit edildiği, 200'den fazlasının yaralandığı saldırının soykırım niteliğinde olduğunu belirterek ABD'yi doğrudan suçladı.