Gazze'deki soykırım Malatya'da protesto edildi

Kudüs Kardeşlik Platformu tarafından Gazze'de yaşanan soykırıma tepki göstermek amacıyla düzenlenen etkinlikte, ümmetin bu zulme karşı sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı.
Malatya'da Kudüs Kardeşlik Platformu tarafından, "Gazze'nin Çığlığına Sessiz Kalan Ümmete Sesleniyoruz!" başlığıyla bir yürüyüş ve ardından basın açıklaması etkinliği düzenlendi.
Millet Bahçesi önünde bir araya gelen 7’den 70’e binlerce kişi, sloganlar ve tekbirlerle Kernek Karagözlüler Camii bahçesine kadar yürüdü.
Yürüyüşün ardından cami bahçesinde, program düzenlendi.
Sunuculuğunu Oğuzhan Ünver'in yaptığı etkinlik, Kernek Karagözlüler Camii Müezzin kayyımı Ahmet Türk'ün Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
"Gazze'de her gün annesinin kucağında son nefesini veren bebeklerin haberiyle uyanıyoruz"
Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Kudüs Kardeşlik Platformu adına basın açıklamasını okuyan Turgut Özal Aksüt, Gazze'de yaşanan soykırıma ve ümmetin sessizliğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Bugün burada, Hazreti Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Allah'ın Resulü olduğuna dair imanımızı tazelemek, müminler arasında rahmet ve şefkatle örülen birliğimizi göstermek için toplandık. Gazze'de her yeni gün bir çocuk daha göğe yükseliyor, annesinin kucağında son nefesini veren bebeklerin haberiyle uyanıyoruz. Ve bizler hâlâ susuyoruz! Zulme rıza zulümdür!"
"Sessizlik zalimin yanında saf tutmaktır"
Açıklamasına zulme sessiz kalmanın zulmü desteklemek anlamına geleceğini ifade eden Aksüt, "Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) 'Sizden biri bir kötülük gördüğünde, onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle düzeltmeye çalışsın. Bu ise imanın en zayıf derecesidir' buyurmuştur. Bugün elimiz bağlı olabilir, ama dilimiz, kalemimiz ve yüreğimiz serbesttir. Sessiz kalan her dil, zalimin hançerine bir kın; kalbi titremeyen her yürek ise mazlumun celladına bir payandadır. Sessizlik, tarafsızlık değil, zalimin yanında saf tutmaktır!" diye dikkat çekti.
"Gazze ümmetin kalbidir ve bugün kalbimiz susturuluyor"
"Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun!" diyerek Aksüt, Maide Suresi'nden alıntı yapan Aksüt, şöyle devam etti: "Bugün Gazze'de hak ve adalet ayaklar altına alınmış, yüzbinlerce masum katledilmiş, insanlık bombalanmıştır. Gazze ümmetin kalbidir. Bugün kalbimiz susturuluyor, ama biz sessizliğe razı değiliz. Çünkü biz biliyoruz ki bir çocuğun çığlığı, bir annenin gözyaşı, bir ümmetin vicdanını sarsmaya yeter!"
"Dua yetmez, direniş gerekir! Gözyaşı yetmez, ayağa kalkmak gerekir!"
Açıklamasının sonunda Aksüt, tüm ümmete çağrıda bulunarak, Gazze için sadece dua ve gözyaşının yetmeyeceğini, direnişe ihtiyaç olduğunu ifade etti. Aksüt, "Dua yetmez, direniş gerekir! Gözyaşı yetmez, ayağa kalkmak gerekir! Gazze bizim namusumuzdur. Aksa bizim kıblemizdir. Kudüs bizim şerefimizdir! Ve biz bu şerefi çiğnetmeyeceğiz! Zalimler için yaşasın cehennem!" ifadelerini kullandı.
Etkinlik, İlahiyat Camii İmam Hatibi Ahmet Turan Akın'ın yaptığı duanın ardından sona erdi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Tulkerem ve Nur Şems mülteci kamplarını hedef alan siyonist rejim, evleri yıkıyor, sivilleri esir alıyor ve halkı zorla göçe zorluyor. Kamplar hâlâ kuşatma altında; hayat durma noktasına geldi.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), siyonist rejimin üç aydır sürdürdüğü tam abluka nedeniyle Gazze'de insanların yardım beklerken hayatını kaybettiğini duyurdu.
Siyonist rejimin aylardır sürdürdüğü kuşatma Gazze’de halkı açlığa mahkûm etti. Uluslararası Kızılhaç Komitesi sözcüsü Hişam Mehna, "Gazze artık yeryüzünde bir cehennem. Hayatta kalmak her gün verilen bir mücadeleye dönüştü." dedi.
Müslümanların kendi tarihlerini sahiplenmeleri gerektiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Dağılma, Kudüs davasının Hazreti Ömer'den başlayıp Selahaddin-i Eyyubi ile devam ettiğini, Sultan Abdülhamid döneminde ise izzet kazandığını ifade etti.