"Gazze'de İşlenen Soykırım Suçuna Katılan Çifte Vatandaşların (israil/Türkiye) Hukuki Durumu" başlıklı panelin tam metni PDF formatında yayımlandı. Panelde, Türkiye vatandaşı olup siyonist rejim ordusunda görev yapan kişilerin uluslararası hukuk kapsamında yargılanabileceği vurgulandı.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) ile Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) ortaklığında 13 Temmuz 2025 Cumartesi günü "Gazze'de İşlenen Soykırım Suçuna Katılan Çifte Vatandaşların (israil/Türkiye) Hukuki Durumu" başlıklı panel düzenlendi.

Sezai Karakoç Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmalarını ANFİDAP Dönem Sözcüsü Aziz Oğuz Karaman, ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan ve Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç yaptı. Malkoç'un moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, akademisyenler ve hukukçular Gazze'deki insanlık suçlarına hukuki ve vicdani açıdan yaklaşarak çifte vatandaşların durumunu değerlendirdi.

Panelde; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu Üyesi Muhammet Ecevit Carti, MAZLUMDER Genel Başkanı Av. Kaya Kartal, Kudüs ve Hukuk Platformu Başkanı Av. Mustafa Eminoğlu, ASBÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Onur Dur ve gazeteci Yılmaz Bilgen sunumlar yaptı.

Uluslararası hukukta "soykırıma iştirak"

Panelde, özellikle Gazze'de sürdürülen soykırım saldırılarına doğrudan ya da dolaylı biçimde katılan çifte vatandaşların hukuki statüsü ele alındı. Katılımcılar, uluslararası hukukta "soykırıma iştirak" suçunun tanımı, bireysel sorumluluk ilkesi ve devletlerin cezai yükümlülükleri üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.

Panelde; siyonist rejim ordusunda görev alan Türkiye vatandaşlarının "savaş suçu" ve "soykırıma iştirak" kapsamında yargılanabileceği; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, başka bir ülkenin ordusunda görev yapmasının TCK'nın 304. ve 306. maddeleri uyarınca suç teşkil ettiği; soykırıma destek veren kişi ve kurumların mal varlıklarına yönelik uluslararası tedbir kararları alınabileceği; uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) nezdinde sivil toplumun delil sunma ve şikâyet hakkına sahip olduğu gibi başlıklar öne çıktı.

Panelde ayrıca, uluslararası toplumun sessizliği, Birleşmiş Milletlerin işlevsizliği ve Gazze'de özellikle kadınlar ile çocukların maruz kaldığı ağır insani ihlaller de gündeme getirildi.

Zekeriya Yapıcıoğlu

Yapıcıoğlu: Soykırım suçu tüm insanlığa yöneliktir

Panelde konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Vatandaşlık Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair teklifini hatırlatarak "Soykırım suçu yalnızca Filistinlilere değil, tüm insanlığa yöneltilmiş bir suçtur. Türkiye bu suça ortak olan çifte vatandaşlara karşı yasal yükümlülüklerini yerine getirmelidir." dedi.

"7 Ekim 2023'ten beri kalbimiz Gazze'de atıyor." sözleriyle konuşmasına başlayan Yapıcıoğlu, "Orada kardeşlerimiz soykırıma uğruyor. 2 milyarlık İslam âlemi dua ediyor ama yetki ve güç sahipleri sadece protesto etmekle görevini yapmış olmaz. Biz parlamenterler olarak bu konuda adım attık. Mevzuatta bazı boşluklar var; biz bu boşlukları dolduracak bir kanun teklifi hazırladık." ifadelerini kullandı.

"Kanun teklifimiz Meclis Genel Kurulunda destek buldu"

Yapıcıoğlu, partisinin teklifinin ilk olarak 28 Aralık 2023'te Meclis Başkanlığına sunulduğunu hatırlatarak, "CHP ve DEM dışındaki tüm partiler destek verdi. Mevzuattaki eksiklikleri giderecek altı maddelik teklifimizle bu boşluğu kapatmak istiyoruz." dedi.

"Bu teklifin geciktirilmemesi, ötelenmemesi gerekiyor." diyen Yapıcıoğlu, sivil topluma da çağrıda bulunarak "Soykırımcıların cezasız kalmaması için herkes üzerine düşeni yapmalıdır." ifadelerini kullandı.

"Yargılamadan vatandaşlıktan çıkarma değil, soruşturma teklif ediyoruz"

Yapıcıoğlu, "Biz kimseyi yargısız infazla vatandaşlıktan çıkarmak istemiyoruz. Teklifimiz, bu suça karıştığı iddia edilenlerle ilgili savcılıkça soruşturma başlatılması, çağrıldıkları halde dönmeyenlerin vatandaşlıklarının kaybettirilmesidir." dedi.

Ayrıca bu kişilerin mal varlıklarına da el konulması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Soykırım suçuna ortak olanların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sıfatını taşımaya devam etmesi kabul edilemez." değerlendirmesinde bulundu.

İsmail Mansur Özdemir

Panelin sonuç bildirgesi

Panelin sonunda ANFİDAP ve ASBÜ tarafından hazırlanan "Gazze'de İşlenen Soykırım Suçuna Katılan Çifte Vatandaşların Hukuki Durumu Sonuç Bildirgesi", Uzman Sosyolog İsmail Mansur Özdemir tarafından okundu. Bildirgede şu tespitlere yer verildi:

1- Türkiye-israil çifte vatandaşı olan ve diğer ülkeleri köprü olarak kullanıp izini kaybettirdikten sonra soykırım ordusunda görev almak üzere Gazze’ye gidenlerin tespit edilmesi,

2- Soykırım suçuna iştirak eden Türkiye-israil çifte vatandaşlarının örgütlenmesini, sponsorluğunu ve ülkemize gelerek rehabilitesini sağlayan ülkemizdeki lojistik ağların tespiti,

3- Soykırım suçuna karıştıkları tespit edilen kimseler hakkında Türk Ceza Kanunu m. 13/2 hükmü uyarınca Adalet Bakanı tarafından verilecek yasal izinler neticesinde yargılamalara başlanması,

4- Soykırım suçuna iştirak eden ve Türkiye-israil çifte vatandaşı olan kimselerin Türk Vatandaşlığı Kanunu m. 29/1-(c) hükmü uyarınca vatandaşlık statülerinin kaybettirilmesinin hukuken mümkün olduğu,

5- Soykırım suçuna iştirak eden Türkiye-israil çifte vatandaşı olan kimselerin Türk Ceza Kanunu m. 320 uyarınca da yabancı devlet hizmetine askerlik yapma suçundan dolayı yargılamalarının yapılmasının hukuken mümkün olduğu,

6- Ulusal İnsan Hakları Kurumlarına ve bu Kurumların dahil olduğu ağlara soykırım suçuna iştirak eden yabancı terörist savaşçılar ile çifte vatandaşlığı olan kimselere karşı ulusal mevzuatlarda caydırıcı yaptırımlar düzenlenmesi yönünde önerilerde bulunulması,

7- Soykırım süreci boyunca Türkiye-israil çifte vatandaşlarıyla ilgili olarak 4 ayrı siyasi partinin soru önergesi verdiği, böylelikle millet nezdinde bu canilere karşı harekete geçilmesi noktasında konsensus oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle yüce meclisimize sunulan, soykırıma katılan çifte vatandaşların "yargılanması", "vatandaşlıktan çıkartılmaları" ve "mallarının tasfiye edilerek Aile ve Gençlik Fonuna kaynak olarak aktarılmalarına" ilişkin mevzuatımızı güçlendiren, var olan yasal boşlukları dolduran kanun teklifinin yasalaşması için soykırıma karşı olan herkesin desteğinin sağlanması gerektiği, panelimiz boyunca önemle vurgulanmıştır.

Sonuç bildirgesinde ayrıca, HÜDA PAR tarafından TBMM'ye sunulan kanun teklifinin yasalaşması yönünde tüm siyasi partilere çağrı yapıldı.

HÜDA PAR'ın teklifi Meclis gündeminde

HÜDA PAR tarafından 28 Aralık 2023'te TBMM Başkanlığına sunulan "Soykırım suçu ve insanlığa karşı suçlara iştirak eden çifte vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılması ve mal varlıklarına el konulması" teklifinin, 9 Temmuz 2024'te Genel Kurul'da görüşülmesi kabul edilmişti. Ancak teklif hâlen yasalaşmayı bekliyor.

Parti, teklifin geciktirilmemesi gerektiğini vurgulayarak "soykırımcılara karşı hukuki sessizlik" uyarısında bulundu.

"Gazze'de Türkiye pasaportu taşıyan 4 bin katil"

Basına yansıyan bilgilerde, Türkiye pasaportu taşıyan 4 bin siyonistin 7 Ekim 2023'ten sonra Gazze'de işgalci ordu saflarında savaştığı, bunlardan 65'inin çatışmalarda öldüğü ifade edilmişti. Bu iddialar kamuoyunda büyük infiale yol açmış, hükümetten bu konuda somut adım atılması talep edilmişti.

İspanya ve Belçika başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, soykırım suçuna karışan siyonist askerlerin ülkeye girişini yasaklarken, bazıları hakkında da savaş suçu soruşturmaları başlattı. Buna karşılık Türkiye'nin henüz benzer bir yasal süreç başlatmaması eleştirilere neden oldu.

Sumud Filosu aktivistleri: Bizi sorgulayan asker Türk'tü

Gazze'ye insani yardım taşıyan Sumud Filosu aktivistlerinin ifadeleri, iddiaların ciddiyetini pekiştirdi.

Filoya katılan aktivist Dilek Tekocak, "Bizi sorgulayan asker Türk'tü, Yozgatlı olduğunu söyledi." derken, sunucu İkbal Gürpınar da müdahale sırasında bir askerin "Eray" ismiyle çağrıldığını belirtti.

Bu ifadeler, Türkiye–israil çifte vatandaşlarının Gazze'deki soykırıma fiilen katıldığı yönündeki iddiaları yeniden gündeme taşıdı.

"Soykırıma sessiz kalanlar tarih önünde yargılanacak"

Siyonist rejimin Gazze'de sürdürdüğü katliamın insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiğini belirten hukukçular, Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri gereği bu suça iştirak eden vatandaşlarını yargılaması gerektiğini vurguladı.

Sivil toplum kuruluşları ve insan hakları savunucuları, TBMM'yi HÜDA PAR'ın teklifini yasalaştırmaya ve Türkiye pasaportu taşıyan soykırımcıların cezasız kalmaması için derhal harekete geçmeye çağırdı.

Panel raporu, Türkiye'den ve dünyadan hukuk çevrelerinde büyük ilgi uyandırırken, PDF formatındaki tam metin kamuoyunun erişimine açıldı.

PDF DOSYASI

(İLKHA)