Bursa'da binlerce kişi Gazze için yürüdü

Bursa'da, Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekmek amacıyla "Bursa'nın Vicdanı Gazze İnisiyatifi" tarafından binlerce kişinin katılımıyla "Gazze için Vicdan Yürüyüşü" gerçekleştirildi.
Bursa’da faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum kuruluşu, sendika, hemşehri derneği ve gönüllü bireyin bir araya gelmesiyle oluşturulan "Bursa’nın Vicdanı Gazze İnisiyatifi" Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla geniş katılımlı bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Düzenlenen yürüyüşe Bursa'daki milletvekilleri, siyasi partilerin il başkanları ve belediye başkanları da destek verdi.
Ulu Cami önünde toplanan binlerce kişi, ellerindeki dövizlerle İnönü Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi güzergahını takip ederek 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'na kadar slogan atarak yürüdü.
Program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından Gazze İnisiyatifi adına Burhanettin Sayılgan bir selamlama konuşması yaptı.
Programa konuşmacı olarak Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi görevlisi Doç. Dr. Salih Kumaş, bir konuşma gerçekleştirdi.
"Küçük hesaplar güderek büyük bir davayı küçük hesaplara kurban etmemek gerekir"
Gazeliler kadar bizler de imtihanda olduklarını vurgulayan Kumaş, "Bir süre sonra konuşmaktan vazgeçtik. Konuşmak bazen boş ve anlamsız olabiliyor. Burada size ne anlatabilirim? Canlı bir ekranda, küvetteki bir çocuğun katliamına gözlerinizle, kulaklarınızla, ruhunuzla şahit olmuşken; mazlum çocukların öldüğünü anlatmanın ne anlamı var? Çocuklarınıza her gün Gazze’yi anlatın. Çocuklarınız, boykot markalarını gördüğü zaman zalimi görmüş olsun. Sadece polemik yaparak, küçük hesaplar güderek büyük bir davayı küçük hesaplara kurban etmemek gerekir. Zalimin başarısı, kendisini Allah’la aldatması kadar; bizim de kendimizi Allah’la aldatmamızdır" dedi.
Bana ne düşüyor ve ben ne yapmalıyım?
7 Ekim’de yaşanan sürecin, gaflet içindeki insanların uyanmasına vesile olduğunu belirten Kumaş, "İki yıl öncesine kadar israil’in Türkiye için bir tehdit olduğunu inanmayanlar... Bütün insanlık için yüz akı olarak sunulan Batılı değerler, evrensel insan hakları beyannamesi ve savaş hukuku... Bunların hepsini ayaklar altına alan bir süreçtir 7 Ekim. Bize düşen, polemik yapmak, faturayı birilerine kesmek değildir. Araplara şöyle demek, krallara böyle demek değildir. “Bana ne düşüyor ve ben ne yapmalıyım?” Bu suallerin cevabını vermek zorundayız" diye belirtti.
"Gazze ve Filistin hassasiyeti, insan olma hassasiyetidir"
Kumaş, son olarak sözlerini şöyle tamamladı: "Bu memleketi seviyorsanız, Gazze’ye bütün insanlardan daha çok sahip çıkmak zorundasınız. Acıları hissediyorsanız, Gazze’ye sahip çıkacaksınız. Gazze ve Filistin hassasiyeti, insan olma hassasiyetidir. Gazze ve Filistin bizim kutsalımızdır. Bu memleketi seviyorsanız, israil’in karşısında durmak zorundasınız. Çünkü onların hesabı sadece Gazze değildir, aynı zamanda Diyarbakır’dır."
Program, yapılan dua ile sona erdi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
HAMAS, Şifa Hastanesi bahçesindeki basın çadırına yönelik hava saldırısında gazetecilerin şehit edilmesini "uluslararası hukuku ve insani değerleri ayaklar altına alan bir savaş suçu" olarak nitelendirdi.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Gazze'de gazetecilere yönelik saldırının "tam teşekküllü bir savaş suçu" olduğunu belirterek, şehit gazetecilerin halkın sesi olduğu için hedef alındığını vurguladı.
Siyonist rejimin Gazze'de katlettiği Al Jazeera muhabiri Enes el-Şerif, şehadetinden önce yazdığı vasiyetinde "Eğer bu satırlar size ulaştıysa bilin ki siyonist rejim beni öldürmeyi ve sesimi susturmayı başardı" dedi; Filistin'e, ailesine ve hakikati haykıran herkese çağrı yaptı.
Gazze'de Şifa Hastanesi yakınındaki basın çadırına düzenlenen saldırıda, Al Jazeera muhabirleri Enes el-Şerif ve Muhammed Kurayka ile birlikte 7 kişi şehit oldu. Uluslararası kurumlar saldırıyı kınadı, HAMAS ve İslami Cihad bunu "planlı bir suikast" olarak nitelendirdi.