İşgalci siyonist rejim, Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) başkanı Jonathan Whittall’ın vizesini uzatmama kararı aldı.

Gazze’de açlıktan ölen sivillerle ilgili olarak işgal eylemlerini kınayan açıklamalarda bulunan Whittall, işgalin "vize" engeline katıldı.

BM’nin OCHA ofisi Gazze’de ailelerin felaket boyutunda açlıkla karşı karşıya olduğuna ve işgalci rejimin aç bırakmayı "bir savaş silahı" olarak kullandığını vurgulamıştı.

İşgalci rejimini dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada, vize uzatmama kararının “israile karşı taraflı ve düşmanca davranışların, gerçekliğin çarpıtılmasının” ardından alındığı iddia edildi.

Aynı açıklamada, Whittall’ın “yalan raporlar sunduğu, israile iftira attığı ve hatta BM’nin tarafsızlık ilkelerini ihlal ettiği” ileri sürüldü.

OCHA’nın Filistin ofisi, son yaptığı açıklamayla da Gazze’deki ailelerin felaket düzeyde açlık yaşadığı uyarısında bulundu ve işgalci rejimin aç bırakmayı bir savaş silahı olarak kullanmasını şiddetle kınadı.

OCHA, sosyal medya platformu X’te yayımladığı mesajda, “Gazze'deki aileler felaket düzeyde açlıkla karşı karşıya.” dedi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Gazze’deki çocuklar açlıktan eriyor, bazıları ise yemek ulaşmadan önce ölüyor.”

Ayrıca, Gazze halkının ölümcül risklerle karşı karşıya olduğunu vurgulayan açıklamada, “Gıda arayışında olan birçok kişi hayatını riske atıyor, pek çoğuna ateş açılıyor.” denildi.

OCHA, “Aç bırakma, savaş aracı olarak kullanılmamalı.” diyerek, Gazze’ye insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasının hem hukuki hem ahlaki bir zorunluluk olduğunu belirtti.

Gazze’deki Hükümet Medya Ofisi, pazar günü yaptığı açıklamada, 27 Mayıs’tan bu yana Amerikan-işgal destekli sözde “yardım merkezlerine” ulaşmaya çalışan Filistinlilerden 995 kişinin şehit olduğunu, 6.011 kişinin yaralandığını ve 45 kişinin kaybolduğunu bildirdi.

Dün ise yaklaşık 80 kişi daha aç bırakılan sivillerden şehit oldu; onlarcası ise işgalin Gazze'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda yaralandı. Bu saldırılar, 21 ayı aşkın süredir devam eden soykırımın bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Bilindiği üzere, 27 Mayıs 2025’te ABD ve işgal rejimi, BM ve uluslararası kuruluşların denetimi dışında, sınırlı yardımların dağıtılmasını öngören bir planı uygulamaya koymuştu. (İLKHA)