"Direniş Kervanı" yolunu sürdürüyor, işgalci rejime meydan okuyor

Libya’nın batısındaki Zaviye kentine ulaşan "Mağrip Direniş Kervanı", Gazze üzerindeki ablukayı kırmak amacıyla Mısır sınırına doğru ilerleyişini sürdürüyor.
Tunus’tan yola çıkan ve daha sonra Cezayirli bir heyetin de katıldığı "Mağrip Direniş Kervanı", Libya’nın batısındaki Zaviye kentine ulaştıktan sonra ikinci aşamasına geçti. Kervan, Gazze üzerindeki ablukayı kırmak amacıyla Mısır sınırına doğru ilerleyişini sürdürüyor.
#قافلة_الصمود (Direniş Kervanı), #قافلة_الصمود_تمثلنا (Bu Kervan Bizi Temsil Ediyor) ve #قافلة_عربية_لكسر_حصار_غزة (Gazze Ablukasını Kırmak İçin Arap Kervanı) gibi etiketler sosyal medyada trend oldu. Kullanıcılar, kervanın Libya’daki şehirlerdeki hareketlerini, Zaviye’deki “Gudayim” tatil köyünden Trablus’a geçiş hazırlıklarını anbean takip ederek paylaştı.
Bu etiketler, kervana katılımı heyecanla izleyen kullanıcıların Gazze’de iki milyondan fazla insanın maruz kaldığı kuşatmayı kırma arzusunu ve işgalin uyguladığı ölüm ve tehcir politikasına karşı ses olma isteklerini gözler önüne serdi.
Sosyal medya kullanıcıları, siyonist işgalin kervanı yalnızca insani bir hareket olarak değil, Arap ve İslam dünyasının uyanışı olarak gördüğünü belirtti. İşgalin, ümmetin dağınıklığına güvenerek hareket ettiğini ve bu birlik ruhundan endişe duyduğunu ifade ettiler.
Bir sosyal medya hesabı, Binyamin Netanyahu’nun özellikle Lübnan cephesinin etkisiz hâle getirilmesinden sonra her türlü hareketi tecrit etmeye çalıştığını aktardı. Yemen cephesinin güçlü kalmasının, sınırları aşan bir tehdit oluşturduğunu ve bu hareketlerin Arap ruhuna yeniden can verdiğini vurguladı.
Aktivistler, Mağrip kervanının 1948’den bu yana süregelen bir halk mücadelesinin mirasını taşıdığını ve ümmetin davasını unutmadığını, Filistin halkının adaletine ulaşılıncaya dek durmayacağını belirttiler. Kullanıcılar, “Dava için daha ne kalmalı ki harekete geçelim?” diye sordular.
Diğer yandan, çok sayıda kişi kervanın genişletilmesini, binlerce katılımcıya ulaşmasını ve bu sayede hükümetlere daha fazla baskı yapılmasını istedi. "Gecikmiş olsa da, her Arap ve İslam ülkesinden coşkulu halk yürüyüşleri başlatılmalı" çağrısında bulundular.
Bir kullanıcı, “57 İslam ülkesi nerede? Gazze hâlâ kanıyor, Mescid-i Aksa kirletiliyor. Ümmeti harekete geçirmeli, yüzlerce kervan oluşturmalıyız, yoksa Filistin zalimlerin eline bırakılacak” dedi.
Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Şeyh Ali Karadaği, "X" platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, kuşatmayı kırmak için düzenlenen kervanlara katılım çağrısı yaptı. Bu kervanların desteklenmesini "canlı imanın işareti" olarak niteleyen Karadaği, sözden eyleme geçilmesini, vicdan teknelerine binerek harekete geçilmesini istedi.
Binlerce kişi, kervanın faaliyetlerine yoğun ilgi gösterdi, fotoğraf ve videolarla hareketi belgelendirerek sosyal medyada yaydı. Kullanıcılar, dijital platformların dışına çıkarak meydanlarda, üniversitelerde ve sokaklarda etkinlikler düzenlenmesini ve kamuoyunda farkındalık oluşturulmasını talep etti.
Mağrip ve Arap hesapları, Libya halkının gösterdiği misafirperverlikten ve ilgiden övgüyle söz etti. Filistin davasıyla halkların kurduğu gönül bağı sayesinde kervanın hedefine ulaşacağına olan inanç dile getirildi.
Bazı sosyal medya kullanıcıları, kervana katılanların sayısının resmi açıklamalardaki 1500’ün çok üzerinde, binlerce kişi olduğunu belirtirken; 35 yaş altındaki katılımcıların Tunus yasaları gereği ebeveyn izni almak zorunda kaldıklarını da ekledi.
Aynı zamanda, Libya ve Mısır’daki yetkililere çağrı yapan sosyal medya kullanıcıları, gerekli resmi işlemlerin tamamlanması için destek beklediklerini, böylece kervana katılımın artacağını ifade etti.
Kervan, pazar güne Refah'a ulaşabilir
Direniş Kervanı yaklaşık 165 araç ve otobüsten oluşuyor ve şu ana kadar kervana yaklaşık 2 binTunus ve Cezayir vatandaşı katıldı. Kervanın önümüzdeki Pazar günü Libya-Mısır sınırına ve organizatörlere göre Refah sınırına ulaşması bekleniyor.
Mısır, "güvenlik" gerekçesiyle izin vermeyebilir"
Bu arada Mısır Dışişleri Bakanlığı, Çarşamba günü yayımladığı bir açıklamada, Gazze Şeridi sınırına yakın bölgeyi ziyaret etmek isteyen tüm yabancı heyetlerin — buna Ariş kenti ve Refah Sınır Kapısı da dahil — belirli resmî kanallar üzerinden önceden izin almaları gerektiğini vurguladı. Bakanlık, bu uygulamanın bölgedeki hassas güvenlik durumu nedeniyle ziyaretçi heyetlerin güvenliğini sağlamak adına zorunlu olduğunu savundu.
Açıklamada, Mısır makamlarının bu bölgelere yapılacak ziyaret taleplerini değerlendirmesinin tek yolunun, savaşın başlangıcından bu yana uygulanan prosedürlere bağlı kalınması olduğu ifade edildi. Buna göre ziyaret talebinde bulunmak isteyenlerin; Mısır’ın yurt dışındaki büyükelçilikleri aracılığıyla, Kahire’deki yabancı elçiliklerin ilettiği talepler yoluyla ya da uluslararası kuruluş temsilcilerinin Dışişleri Bakanlığı’na doğrudan başvurmasıyla hareket etmesi gerekiyor.
Bakanlık, bu belirlenmiş çerçeve dışında yapılacak başvuruların dikkate alınmayacağını ve bu taleplere yanıt verilmeyeceğini açıkça ifade etti.
Ayrıca açıklamada, bu çerçeveye uygun şekilde, daha önce birçok yabancı heyet — ister hükümet temsilcisi ister insan hakları kuruluşu temsilcisi olsun — için ziyaretlerin başarıyla düzenlendiği hatırlatıldı. Mısır, ülkelerine girmek isteyen tüm yabancıların vize ve gerekli izinler dahil yasal düzenlemelere uymalarının önemine bir kez daha dikkat çekti.
Son olarak, Mısır Dışişleri Bakanlığı, Gazze Şeridi'ndeki saldırıların ve yaşanan insani felaketin sona erdirilmesi için her düzeyde çalışmayı sürdüreceğini vurguladı. Mısır, Filistin halkının topraklarındaki direnişine destek veren ve işgalin uluslararası hukuku ve insancıl hukuku ihlal eden uygulamalarını reddeden tavrını yineledi. Ayrıca, Gazze’ye uygulanan kuşatmanın kaldırılması ve insani yardımların geçişine izin verilmesi için işgale baskı yapılmasının önemine dikkat çekti. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist rejimin Tahran'a yönelik hava saldırılarının ardından şehit edildiği iddia edilen İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri'nin hayatta olduğu ve operasyon merkezinden süreci yönettiği açıklandı.
Siyonist rejimin İran’a yönelik saldırısı sonrası Irak, güvenlik gerekçesiyle hava sahasını tüm uçuşlara kapatırken riskin sürdüğü uyarısıyla birlikte tüm havalimanlarındaki uçuşlar askıya alındı.
Siyonist rejimin, İran'ın başkenti Tahran'a yönelik hava saldırısında Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami şehit oldu.
İşgalci ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, siyonist rejimin İran'a düzenlediği hava saldırılarıyla ilgili "Biz bu saldırılarda yer almıyoruz, İran bizi hedef almamalı" dedi.