Siyonist rejim, Türkiye'yi "Barak MX" ile kuşatma planını hayata geçirdi
Siyonist rejimin gelişmiş hava savunma sistemi "Barak MX"in Güney Kıbrıs'a sevki, Ankara'nın güney sahillerini kapsayan bir radar ağı ile izlenmesini mümkün kılıyor. Türkiye, karşı hamle için S-400 ve yerli sistemlerle stratejik hazırlıklarını hızlandırıyor.
Eylül başında sosyal medyada yayılan ve Güney Kıbrıs ile uluslararası medya tarafından doğrulanan bir video, Limasol Limanı'ndan geçen bir kamyonun içinde siyonist rejim yapımı "Barak MX" hava savunma sistemi bileşenlerini gösterdi. Güney Kıbrıs merkezli "Reporter" sitesi, sistemin tamamen Lefkoşa'ya teslim edildiğini ve yıl içinde hizmete gireceğini açıkladı.
"Barak MX" sistemi, insansız hava araçları, savaş uçakları ve seyir füzelerine karşı uzun menzilde müdahale edebiliyor. Bu durum, Güney Kıbrıs'ın savunma kapasitesini artırırken, siyonist rejim ile ada arasındaki iş birliğinin güvenlik boyutunu da güçlendiriyor.
Güney Kıbrıs- siyonist rejim ilişkileri tarih boyunca inişli çıkışlı bir seyir izledi. 1960'larda Güney Kıbrıs, Bağlantısızlar Hareketi'ne katıldı, Mısır'la yakın ilişkiler kurdu ve Filistin'i tanıdı. Ancak bölgesel gelişmeler, gaz keşifleri ve Türkiye ile artan gerilimler, Güney Kıbrıs'ı siyonist rejime yakınlaştırdı. 2010'daki Mavi Marmara olayı sonrası Türkiye- siyonist rejim ilişkilerinin bozulması, siyonist rejimi Güney Kıbrıs ve Yunanistan'da yeni stratejik ortaklar aramaya itti.
2014'ten itibaren iki ülke, hava tatbikatları ve askeri iş birlikleri ile ilişkilerini derinleştirdi. Siyonist rejim, Güney Kıbrıs'ta bazı tatbikatları kendi birimleri ile yürütürken, ada sadece ev sahibi rolü üstlendi. Siyonist rejim ayrıca Güney Kıbrıs'a Tavor tüfekleri, Negev makineli tüfekleri, insansız hava araçları ve hatta Merkava tankları sağladı.
"Barak MX", modüler tasarımı sayesinde farklı boyut ve kapsamda bataryalar kurulmasına olanak tanıyor. Sistem, üç katmanlı füzelerle kısa, orta ve uzun menzilli tehditleri karşılayabiliyor; en uzun menzilli füzeler 150 km'ye kadar hedefleri vurabiliyor. Dikey fırlatma yöntemi, 360 derece yatay kapsama sağlıyor ve aktif radar başlığıyla düşük radar izine sahip hedefleri bile vurabiliyor.
Sistem, kendi radar ağıyla sınırlı kalmayıp, diğer radar ve sensörlerle entegre olarak hedefleri tespit edebiliyor. Bu da Barak MX'i siyonist rejimin C4ISR ağına dahil ederek erken uyarı ve istihbarat avantajı sağlıyor. Güney Kıbrıs'taki radarlar, Türkiye'nin güney sahillerinden hareketlerini izleyebilir ve bu veriler, siyonist rejimin tehdit analizi ve olası operasyon planlamasında kullanılabilir.
Siyonist rejim-Güney Kıbrıs-Yunanistan iş birliği, doğrudan Türkiye'yi kuşatan bir "pençe" stratejisi ortaya çıkarıyor. Batıdan Yunan hava üstünlüğü, doğudan Güney Kıbrıs'taki Barak radarları ve siyonist rejimin erken uyarı ağları, Türkiye'nin hava ve istihbarat hareketlerini kısıtlıyor.
Türkiye ise S-400'ler ve yerli uzun menzilli sistemler olan "Siper"i geliştirerek karşı önlemler alıyor. Kuzey Güney Kıbrıs'ta bulunan yaklaşık 35-40 bin kişilik Türkiye askeri varlığı, hava savunma ve kıyı sistemleri ile destekleniyor. Ayrıca Türkiye, Atmaca füzeleri, kısa ve orta menzilli kara füzeleri, dronlar ve elektronik harp sistemleriyle Barak MX'in etkinliğini azaltacak önlemleri hayata geçiriyor.
Türkiye planlaması, Barak MX'i doğrudan hedef almak yerine, teknik ve taktik üstünlükle sistemi geçersiz kılmayı, sahada çok katmanlı bir savunma ve gözlem ağı kurmayı içeriyor. Bu sayede Türkiye, olası bir kriz durumunda hızlı tepki ve caydırıcılık kapasitesini artırıyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
2 Kasım 1917'de İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour'un siyonist lider Rothshild'e mektubu, başta Filistin olmak üzere Orta Doğu'da felaketin başlangıcı olurken 108 yıldır kan ve gözyaşı durmadı.
1 Kasım 1954 başlayan ve 7,5 yıl süren bağımsızlık savaşı esnasında Cezayir, Fransa sömürüsünde milyonlarca şehit verdi.
Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi'nin (SDAM), "Medine Sözleşmesi: Kapsamı ve Niteliksel Boyutu" başlıklı analizinde, "referansı İslam, mucidi Hazreti Peygamberin olduğu sözleşmenin; İslam’ın ana şemsiye olduğu, gayr-i ahlaki yaşamı ve hukuk ihlalinin çiğnetilmediği; bu insani ve hukuki çerçeveyle kimseye inanç ve yaşam dayatmayan, adalet temelli 'yeni bir toplum' inşasını amaçladığı ve gerçekleştirdiği" vurgulandı.
Avukat Çetin Acu, Konya’da geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen "Narkokapan Konya Operasyonu" hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin en büyük ikinci kapsamlı uyuşturucu operasyonu olarak kayıtlara geçen çalışmada, yaklaşık 450 kişi gözaltına alınırken, bunların büyük bir kısmı tutuklandı.