Tutku ile dağcılık yapıyorlar

Dağcılık sporu içinde zorluklar kadar, güzellikleri de barındırıyor. Dağcılar bu sporu, bir yarış barındırmadığı, doğa ile baş başa kalabildikleri için yaptıklarını belirtiyor.
Her sporda olduğu gibi dağcılık spor dalında da risklerin mevcut olduğunu ama bir dağa tırmanmak için kişinin iyi eğitim almış olması gerektiği ve tırmanış sırasında yanında tecrübeli isimlerin olması gerektiğini belirtiyor tecrübeli dağcılar.
Dağcılar, yaptıkları spor nedeni ile toplumda çoğu zaman anlaşılmadıklarını, boşa zaman harcadıkları yönünde düşüncelerin hakim olduğunu ama kendilerinin sporla uğraşırken manevi duygularının yüksek olması nedeni ile mutlu olduklarını belirtiyor.
Semavi dinlerin kutsal kitaplarında yer alması, hakkında birçok efsanenin olması, coğrafik birçok özelliği olması nedeni ile dünyanın önemli lokasyonlarından 5 bin 137 metre yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'na iki gün önce tırmanış gerçekleştirmek için gelen Türkiye Dağcılık Federasyonu ekibi ile dağcılık üzerine konuştuk.
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde yer alan Ağrı Dağı eteklerinde araçlar ile ilçeye bağlı Çevirme (Çarme) mezrasına gelen ekip 2 bin 200 rakımlı bölgede hazırlıklarını bitirdikten sonra her biri yaklaşık 60 kilogramlık dağ çantalarını katırlara ve atlara yükleyerek zirveye doğru tırmanışa geçtiler.
Bu sporun kuralına göre yapılması, bir dağa tırmanış yapacak kişinin mutlaka eğitim almış olması gerektiğini hatırlatan Türkiye Dağcılık Federasyonu (TDF) Antrenörlerinden Cengiz Erdener, dağcıların yaşadığı kazaların çoğunun bilgi sahibi olmadan tırmanışların gerçekleşmesinden kaynaklandığını söyledi.
"Kuralına göre yapılan her iş güvenli sonu mutlu." diyen Erdener, "Bilgisiz, ilimsiz yapılan bütün her şey tehlikeli. Dağcılık da doğada, dağda yapıldığı için bu yüzden tehlikeli. Önce bunu bilen birilerinden eğitim almak, mümkünse dağcılık federasyonunun düzenlediği kurslara gitmek tavsiyelerimin en başında geliyor. Yani dağlardaki kazaların çoğu bilgi, tecrübe sahibi olmayan insanlarla tırmanış yapılması. Günümüzde her yerde malzeme bulunuyor ve malzemeye güvenilerek dağ tırmanışı yapmak bazen üzücü oluyor." dedi.
"Bazen yalnız kalıyorsunuz, hayatın anlamı farklı gözüküyor, manevi yönü daha fazla"
Dağcılık sporunun içinde manevi duyguları barındığını söyleyen Erdener, "Eskiden beri dağda olmayı seviyorum, kalabalık olmuyor. Amaç birliği var, bazen yalnız kalıyorsunuz, hayatın anlamı farklı gözüküyor, manevi yönü daha fazla. İçten gelen dağcılık sevgisini seçtim. Bu sporun en güzel şeyi de bizde yarışma yok, dayanışma, dostluk daha güzel. Türkiye'nin her yerinden arkadaşımız var neredeyse akraba gibiyiz. Ondan bu sporu seviyorum." şeklinde konuştu.
Dağcılık sporunu tanımlamakta zorlandığını, birçok güzel yanının olduğunun altını çizen 55 yaşındaki dağcı Hakan Kavaklıçeşme, yaptıkları bu sporun toplumda karşılığı çoğu zaman olmadığını söyledi.
Tırmanış için her şart düşünülmeli
Hakan Kavaklıçeşme, "Dışarıdan bize bakanlar bu işin anlamsız olduğunu söylüyor ama burada dağlarda olmak, dağları keşfetmek, tırmanmak, zirvelere ulaşmak apayrı bir zevk. Nasıl anlatacağımı bilemiyorum dağcılığı. Dağcılık, zorlukları olan, kendi içinde şartları yerine getirmemiz gereken bir spor. Her sporda olduğu gibi dağcılıkta da riskler mevcut. Ağrı Dağı'na hemen çıkıp zirve yapamazsınız veyahut başka bir dağ içinde bu geçerli. Kişisel olarak kendinizi geliştirmeniz gerekiyor ve tecrübeli insanlarla tırmanış gerçekleştirmeniz gerekiyor. Bir organizasyonu yapabilmek için her şeyi düşünmek gerekir, hava şartları, ulaşımı göz önünde bulundurmak lazım. Ekibi oluşturmak lazım ve ekibin tecrübesine göre rotalar belirlenmesi lazım. Oluşturulması gereken şartlardan birini ihmal etmek ekibin canına mal olabilir." ifadelerini kullandı.
Dağcı Murat Lokmanoğlu ise, "Dağcılık, insanların sınırlarını görebilmesi açısından önemli bir spor. Her tırmanışın kendine has bir yol hikâyesi var ve dağlarda olmak çok mutlu ediyor insanı. Riskleri olana ama gerekli eğitimler alındıktan sonra sokakta yürümek kadar güvenli bir spor. Doğa ile mücadelede galip gelemeyeceğimizi insanların biliyor olması lazım. Bizde planlama evde başlar, dağa tırmanıp zirve yapılır ve eve sağ salim dönülmesi gerekir. Bundan dolayı en iyi dağcı eve dönebilmeyi başarmış dağcıdır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
30 Haziran’da başlayacak Yaz Kur’an kursları için tüm hazırlıklar tamamlandı. Bursa'da geçtiğimiz yıl 86 bin öğrencinin katıldığı kurslarda bu yıl hedef 100 bin öğrenciye ulaşmak. İl Müftü Yardımcısı Şevket Bulut, velilere çağrıda bulunarak çocuklarını bu manevi atmosfere yönlendirmelerini istedi.
Önümüzdeki pazartesi günü başlayacak yaz Kur'an kursları ile ilgili velilere çağrıda bulunan Malatya İl Müftüsü Ramazan Dolu, Kur'an-ı gönlüne yazmış, berrak bir zihinle Kur'an'la buluşmuş nesiller yetiştirmek için; dünya ve ahiret saadetini kazanmak adına, evlatlarımızı Kur'an'la buluşturmaya davet ediyorum." dedi.
Mardin Yetkili Emlakçılar Dernek Başkanı Nedim Bulut, hükümetin vergi politikasının ve rayiç bedel uygulamasının sektörü durma noktasına getirdiğini vurgulayarak, denetimsizliğin önüne geçilmesini ve sektöre yönelik sahadan görüş alınarak yeni düzenlemelerin yapılmasını talep etti.
Temiz Toplum Derneği Başkanı Bilal Ay, "Ülkemizde, şiddet olaylarının yüzde 60'ının, taciz-tecavüz olaylarının yüzde 33'ünün arkasında alkol ve uyuşturucu var. Hep beraber omuz omuza vermedikçe bu belanın üstesinden gelmemiz mümkün değildir." dedi.