Süresiz nafaka aile kurumunu tehdit ediyor!

Süresiz nafakanın toplumda ciddi mağduriyetler oluşturduğunu belirten Avukat Mustafa Kanat, bu uygulamanın aile kurumunu zayıflattığını ve evlilik kararlarını olumsuz etkilediğini söyledi. Kanat, süresiz nafakanın kaldırılması ya da sınırlandırılması gerektiğini vurguladı.
Avukat Mustafa Kanat, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, süresiz nafakanın hem bireyler hem de toplum üzerinde ciddi mağduriyetler yarattığını belirterek bu uygulamanın evlilik kararlarını olumsuz etkilediğini söyledi.
Mustafa Kanat
Süresiz nafaka nedeniyle hem nafaka veren kişinin yeniden evlenmesi zorlaşırken, nafaka alan kişinin de evlenme ihtiyacı azaldığını ifade eden Kanat, bu durumun aile kurumunu zayıflattığını ve toplumsal ayrışmayı tetikleyebildiğini vurguladı.
1998'de Medeni Kanun'a giren bu uygulamanın gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Kanat, süresiz nafaka yerine evlilik süresine bağlı veya belli yıllarla sınırlı bir nafaka sisteminin getirilmesini önerdi.
"Süresiz nafakanın oluşturduğu mağduriyetler devam ediyor"
Toplumun temel yapı taşlarından biri olan ailenin, süresiz nafaka uygulaması nedeniyle zarar gördüğünü ifade eden Kanat, "Süresiz nafakanın toplumda oluşturduğu mağduriyetler halen devam etmekte, belki etkisini artırarak bile devam etmektedir. Toplumu oluşturulan en önemli kurumlardan biri olan ailedir, evliliktir. Süresiz nafakanın toplumda yol açtığı mağduriyetlerden birisi, evlenme niyetinde olan gençlerin süresiz nafaka endişesinden ötürü ya evlenmelerini geciktiriyorlar ya da evlenme niyetleri ortadan kayboluyor." dedi.
"Süresiz nafaka, evlenmelerin önünde bir engel oluşturmaktadır"
Süresiz nafakanın, boşanma sonrasında hem nafaka yükümlüsünü hem de alacaklıyı yeni bir evlilik yapma konusunda zor durumda bıraktığını vurgulayan Kanat, şöyle devam etti:
"Süresiz nafaka verme ihtimali bile insanları evlilik kurumundan, aile birliğini kurmaktan uzaklaştırabilmektedir. Bu da ciddi sorunlar yaratmaktadır. Süresiz nafaka veren kişinin boşanma gerçekleştirdikten sonra başka bir aile kurma, evlilik yapma durumu da zorlaşmaktadır. Nafaka alacaklısı da bu durumda evliliğe çok fazla ihtiyaç duymamaktadır. Süresiz nafaka, iki tarafında evlenmelerinin önünde bir engel oluşturmaktadır. Süresiz nafakanın, aileye yönelik bir tahribatı söz konusu olabiliyor. Bu da toplumsal parçalanmayı, ayrışmayı, düşmanlaşmayı belki doğurmaktadır."
"Toplumda ciddi tahribata yol açan bu durum ortadan kalkmalı"
1998 yılında Medeni Kanun’da yapılan değişiklikle süresiz nafaka uygulamasının yürürlüğe girdiğini hatırlatan Kanat, "Bu değişiklikle beraber toplumun çok ciddi kesimlerinde büyük tahribatlara yol açmıştır. Hem nafaka alacaklısını hem de yükümlüsünü mağdur etmeyecek bir şekilde bir ara yol, çözüm bulunmalıdır. Bu evlilik süresiyle bağlantılı olabilir. Ya da bir birkaç seneyle sınırlı tutulabilir. Yeter ki bu süresiz nafaka denilen ve insanlara endişe veren durumun ortadan kalkması gerekir. Bu konuda ciddi adımlar atılmalı, ciddi bir irade gösterilmelidir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Manisa'nın Akhisar ilçesinde üç gündür devam edem orman yangını, rüzgârın etkisiyle büyüdü. Karadan ve havadan söndürme çalışmalarının devam ettiği bölgede ikamet eden köylüler, yangının daha fazla büyümeden kontrol altına alınabilmesi için ek destek verilmesi çağrısında bulundu.
Türkiye genelinde Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bulunan tüm cami ve Kur'an kurslarında bugün yüzbinlerce öğrencinin katılımıyla yaz Kur'an kursları, büyük bir coşkuyla başladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Yaz Kur'an Kurslarının başlamasıyla camiler, Kur'an kursları çocuk sesleriyle şenlendi. İlk ders bugün başlamasıyla kursa katılan çocuklara duygularını paylaşarak, “Allah’ın evinde Kur’an öğrenmek çok güzel bir his.” ifadelerinde bulundu.
Malatya'da 32 yıldır demir doğrama mesleğini sürdüren Halil Karaaslan, sektörde yaşanan çırak sıkıntısına dikkat çekerek, okumayan gençlerin bu tür mesleklere yönlendirilmesi gerektiğini söyledi.