Süresiz nafaka 37 yıldır mağduriyet oluşturuyor

Nafakayla kadını koruyacağız derken erkeği zor durumda bırakmanın devlet ve topluma yakışmadığını vurgulayan Klinik Psikolog Mehmet İnkaya, "Meseleyi kadın-erkek olarak bir arada düşünmek zorundayız. Toplum analiz edilerek, nafakanın kanunlaştırılması gerekir." dedi.
37 yıldır yüzbinlerce insanın mağdur olmasına neden olan süresiz nafaka zulmü devam ediyor.
Ciddi mağduriyetlere neden olan süresiz nafaka uygulamasına ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Klinik Psikolog ve Aile Danışmanı Mehmet İnkaya, süresiz nafakanın erkekleri ekonomik ve psikolojik olarak çıkmaza sürüklediğini belirtti.
Kadınların nafaka konusunda pozitif ayrımcılığı suiistimal ettiğine ve bunun erkekleri zora soktuğuna dikkat çeken İnkaya, süresiz nafakanın büyük bir haksızlık oluşturduğunuı söyledi.
"Nafakanın yasal anlamda ele alınması gerekir"
Boşanmaların beraberinde nafakayı getirdiğine dikkat çeken İnkaya, "Özellikle kadınlar nafaka konusunda çok ısrarcılar. Nafaka alan bir erkeğin olduğunu duymadık. Nafaka alan kadınların sayısı fazladır. Bir ay evli kalan bir kadın, 'ben istemiyorum' diyerek boşanmak amacıyla mahkemeye başvuruyorlar. Kadının pozitif ayrımcılığı noktasında mahkeme, kadına nafaka verilmesine karar veriyor. Nafaka, kanuna göre ne yazık ki süreklilik arz ediyor. Kadın, evlenmediği ve iş sahibi olmadığı sürece nafaka devam ediyor. Bu nedenle kadın çalışırken, resmi olarak çalışmadığı gibi, resmi olarak da evlenmiyor. Birliktelik olacaksa bile, resmi noktada da olmuyor. Bu durum son derece sıkıntılı bir süreçtir. Nafakanın yasal anlamda ele alınması gerekir. Toplum analiz edilerek, nafakanın kanunlaştırılması gerekir." dedi.
"Kadınlar, pozitif ayrımcılığından dolayı meseleyi suiistimal ediyorlar"
Nafaka konusunda tavsiyelerde bulunan İnkaya, "Kişiler ne kadar evli kalmışlarsa, o kadar nafaka ödeme olayı gerçekleşsin. Bir yıl evli kalan, bir yıl nafaka ödesin. Bir yıl evli olmasına rağmen ölene kadar devam eden nafaka çok büyük bir haksızlıktır. Bu haksızlığın önüne geçmek lazımdır. Kadınlar, pozitif ayrımcılığından dolayı bu meseleyi suiistimal ediyorlar. Bu durumda erkeklerin zor durumda olduğunu görüyoruz. Toplumun reisi olarak bilinen erkeklerin de korunması gerektiğini düşünüyorum." diye belirtti.
"Meseleyi kadın-erkek olarak bir arada düşünmek zorundayız"
Kadını koruyacağız diye erkeği zor durumda bırakmak, hem devlete, hem de topluma yakışmadığını ifade eden İnkaya, "Meseleyi kadın-erkek olarak bir arada düşünmek zorundayız. Nafakadan dolayı erkeğin de bir takım zorluklar yaşadığını, nafakayı bulamadığı takdirde cezaevine girdiğine şahit oluyoruz. Böyle şeylerin yaşanmasını kimse istememelidir. Nafakayı isteyen bir takım kadın dernekleri ellerini vicdanlarına koysunlar. Erkeklerin de ne kadar zor bir durumda yaşadığını görsünler. Ona göre kadın haklarını savunmaya devam etsinler. Özellikle devlet ve toplumun bir arada nafaka konusunu çözmesini istiyoruz." diye konuştu.(İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Öğrencinin başarısında ailenin rolüne ilişkin konuşan Eğitimci Yazar Erkan Haras, ailenin aşırılıktan uzak bir tutumla ancak disiplin içerisinde, çocuğuna rol model olarak başarısına olumlu etki sunabileceğini söyledi.
Ziraat Mühendisleri Odası Batman Şube Başkanı Ebubekir Doğan, Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, gıda güvenliğinin sağlanması için ülkelerin kendi yerel tohumlarını ve üretim politikalarını geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
Umut Kervanı Mardin derneği tarafından Gazze ve ihtiyaç sahibi ailelere yönelik 13 Ekim'de açılan kermes teveccühle devam ediyor. 7 gün sürecek kermese katkıda bulunan vicdan sahipleri ve görevliler, Gazze için bir nebze de olsa yardım edilmesi ve her türlü fedakârlığa hazır olunması gerektiğini aktardılar.
Yazar Muhammed Şakir, Alimler Buluşmasındaki konuşmasına bazı kesimlerce itiraz edilen bölümün, medyanın öne çıkardığı başlık olduğuna işaret ederek, "Yani bir tespitimiz vardı. O tespit de özellikle 'milliyetçiliğin, Kürtleri ümmet bütünlüğünden koparma girişimlerinden araç olarak kullanıldığı' yönündeydi. Fakat bu mesele bütünlüğü içinde görülmesi gereken bir meseledir. Irkçılığın Kürtler üzerindeki etkilerinden söz ediyoruz." dedi.