"Eski bayramlarda hayır ve bereket vardı"

Eski bayramlarda hayır ve bereketin olduğunu söyleyen 60 yaşındaki Emine Akdağ, eski bayramları anlattı.
İslam aleminde önemli bir yere sahip olan Ramazan Bayramı büyük bir coşku ve manevi haz ile idrak edilmeye devam ediyor.
Ramazan Bayramı ile ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşan Karaköprü Köyünün yerlilerinden 60 yaşındaki Emine Akdağ, eski Ramazanlarla şimdiki günleri kıyasladı.
Eskiden küçücük bir şeyle bile mutlu olduklarını söyleyen Akdağ, bayram öncesi bayramlıklarını yastığın altına koyduklarını söyledi.
"Amcalarımızın evine tek tek gidip ellerini öperdik"
Emine Akdağ
Akdağ, "Eski bayramlar hoştu. Eski bayramlarda hayır ve bereket vardı. Bayram akşamı annemiz elimize kına yapardı. O gece sevinçli bir şekilde uyurduk. Babamızın bize aldığı giysi ve ayakkabıyı yastığımızın altına koyup saklardık. Sabah olunca bayramlıklarımızı giyerdik. Amcalarımızın evine tek tek gidip ellerini öperdik. Çocuktuk o zamanlar, hangi amcamızın bize harçlık vereceğini düşünürdük. Bize 50 kuruş, 25 kuruş verirdi. Para ve şeker toplardık." dedi.
"Eski bayramlar güzeldi"
Eski bayramların bir tadının olduğunu ifade eden Akdağ, "Amca ve halalarımız, babamızın büyük olmasından dolayı babamızın bayramını kutlardı. Babam bayramda külünçe pişirirdi. Köylerden gelen konu komşuların külünçelerini pişirirdi. Eski bayramlar güzeldi, bir hayrı bereketi vardı. Konu komşularla bayramlaşırdık. Gelen misafirlerimize yemek ikram ederdik." şeklinde konuştu.
"Şimdiki bayramlardan çok fazla bir şey anlamıyoruz"
Şimdiki bayramlar hakkında konuşan Akdağ, "Şimdiki bayramlardan çok fazla bir şey anlamıyoruz. Eskiden her şeyde bir neşe, bir zevk vardı. Naylon ayakkabı giysek bile sevinirdik. Eski bayramlar, eski neşe yok. Şimdi yaşama sevinci, zevk diye bir şey kalmamış. Eskiden akrabalık da güzeldi. Konu komşu herkesten muhatap olurduk. Her şey önceden çok iyiydi." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
"Mahreç işareti" türünde, Türk Patent ve Marka Kurumu’nda 2009 tarihinde tescillenen Mardin kaburga dolması, özel gün ve misafirlere karşı yapılan ağır bir yemektir. İşletme sahibi Mahmut Ahi, kaburga dolmasının yapılış serüvenini aktardı.
Tokat’ın Pazar ilçesine bağlı Ballıca Köyü’nde bulunan ve yaklaşık 3,5 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilen Ballıca Mağarası, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Binlerce yıllık tarihiyle sadece kültür, sanat ve edebiyatın değil, aynı zamanda yöresel mutfağın da merkezi olmaya devam eden, Hz. Nuh’un şehri Cizre, mutfağın en özel tatlılarından biri olan Cizre Bırınczer ile hem tarihi geçmişi hem de benzersiz lezzetiyle sofraların vazgeçilmezi durumunda
Kütahya’daki Tavşanlı Höyük kazılarında, 4 bin 500 yıl öncesine ait mermer, kemik ve topraktan yapılmış idoller bulundu. Buluntular Tunç Çağı'na ışık tutuyor.