Şanlıurfa’da 'Kudüs ve Gazze ümmetin emaneti' programı düzenlendi

Şanlıurfa’da Peygamber Sevdalıları Derneği ve sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde Rabia Meydanı’nda 'Kudüs ve Gazze ümmetin emaneti' temasıyla kitlesel bir program düzenlendi.
Şanlıurfa Rabia Meydanı’nda Gazze Çadırı önünde düzenlenen programa çok sayıda vatandaş katıldı. Katılımcılar, Gazze’de süren soykırıma karşı Küresel Sumud Filosu’na destek vererek ümmetin ortak duruşunu sergiledi.
Program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından ilahi ve ezgiler seslendirildi. Daha sonra İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Sinan Ünel, Gazze’deki direnişin önemine dikkat çektiği bir konuşma yaptı. Ünel, Filistin davasının ümmetin ortak meselesi olduğunu belirterek, sessiz kalınmaması gerektiğini vurguladı.
Molla Ünel, İslam ülkelerinin liderlerinin Gazze konusunda duyarlı olmadıklarını belirterek, “Bugüne kadar bu mazlum Gazze halkı için meydanları boş bırakmadık. Aksa Tufan’ından beridir elhamdülillah, dünyanın birçok yerinde iman sahibi ve vicdan sahibi insanlar, Gazze’nin mazlumiyetini, Gazze’nin çektiği zorlukları, Gazze’nin acılarını, Gazze’nin haklı direnişini dünyaya duyurma adına, özellikle sağır olmuş, kör olmuş 57 İslam ülkesinin liderlerine seslerini duyurmak için meydanları doldurdular. Elhamdülillah, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Şanlıurfa’mızda da bugüne kadar yüzlerce etkinlik yapıldı. Elhamdülillah, duyarlı ağabeylerimiz, kardeşlerimiz, STK başkanlarımız meydanları asla ve asla boş bırakmadılar. Hemen hemen her hafta, her ay onlarca etkinlik bu meydanlarda yapıldı. Elhamdülillah, bizler vatandaş olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmek adına adımlar atıyoruz. Ama ne yazık ki, bu Müslüman halkın, bu vicdan sahibi halkın bu sesi; bu meydanlarda yükselen sesi idarecilerimize ulaştıramadık. Gazze’de 100 bin ’den fazla şehidin kanı İslam ülkelerinin liderlerinin gözlerini açamadı, kulaklarındaki perdeyi yırtamadı. Bir şehir yerle bir edilmesine rağmen, annesinin kucağındaki bebekler paramparça edilmesine rağmen, bir damla suya, bir lokma ekmeğe muhtaç olmalarına rağmen ve her gün bu manzaraları televizyonlarda, sosyal medyalarda seyretmelerine rağmen, görmelerine rağmen, meydanlarda duyarlı halk bunu en yüksek perdede dile getirmesine rağmen maalesef İslam ülkelerinin liderlerini, başımızdaki yöneticileri duyarlı hale getiremedik. Gönlümüze su serpecek, yüreğimizi rahatlatacak adımlar attıramadık.” şeklinde konuştu.
“Biz, kendi üzerimize düşeni yapmakla sorumluyuz”
Müslümanlar olarak zalimlerin yaptığı zulmü duyurmanın bir görev olduğunu dile getiren Ünel, “Kardeşlerim, hiçbir zaman Allah müminin çabasını, emeğini, gayretini zayi etmemiştir bugüne kadar. Bundan sonra da etmeyecektir. Onun için bizler, hiçbir zaman meydanları bırakmayacağız. Gazze zafere ulaşana kadar, siyonistler ve onlara destek verenler Allah’ın iradesiyle yerle yeksan oluncaya kadar, mazlumların kanlarında boğuluncaya kadar biz meydanları terk etmeyeceğiz. Bugün birçok kardeşimizin yüreğinde, kalbinde şöyle bir şey geçiyor olabilir. İki yıldan fazladır meydanlara iniyoruz, konuşuyoruz, bağırıyoruz, çağırıyoruz ama hiçbir işe yaramıyor. Meydanlara inmeye artık gerek yok, bağırmaya gerek yok, çağırmaya gerek yok. gibi yanlış bir anlayışa kapılabiliriz. Ama asla böyle bir yanlışa kapılmayalım kardeşlerim. Çünkü biz, bize düşeni yapmakla mesulüz. Biz, kendi üzerimize düşeni yapmakla sorumluyuz. Bugün bu meydanlara çıkmazsak, meydanlarda mazlum kardeşlerimizin sesi olmazsak, mazlum kardeşlerimizin acılarını, feryatlarını duyurmazsak, kendi evimizde otursak, koltuklarımızın üzerinde otursak neyi değiştirebileceğiz? Yöneticilerimize adım attırabilir miyiz? Zalimlerin zulmüne engel olamıyorsak, mazlumların sesi olmaya gayret göstereceğiz. Zalimlerin yaptığı zulmü duyuracağız. İşte biz, bu meydanlarda zalimlerin yapmış olduklarını haykırıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Gazze, insanlık için, ümmet için bir mektep oldu”
Gazze’de verilen mücadele ve direnişin Avrupa’da parladığını ifade eden Ünel, “Bugün Gazze’de yaşananlar tarihin hiçbir sahnesinde yaşanmamıştır. Bugün Gazze’de yaşananlar iki boyutludur. Bir, Müslümanlara bakan tarafıdır. Yani Gazze’deki yiğitlerin, Gazze’deki aslanların, Gazze’deki Allah erlerinin her türlü zorluğa rağmen, her türlü imkânsızlığa rağmen Allah için gösterdikleri direniştir. Demek ki iman varsa, imkân vardır. Bugün Gazze, insanlık için, ümmet için bir mektep oldu. Bir okul oldu. Bizlere imanın ne kadar güçlü bir şey olduğunu hatırlattı. İmanın ne kadar güçlü ne kadar kuvvetli ne kadar dirayetli bir şey olduğunu anlattı. Eğer bir milletin yüreğinde iman varsa, o imanın aşamayacağı hiçbir engel yoktur. Ve bugün Gazze, bize tarihimizi hatırlattı. Tarihte ecdadımız, sahabe-i kiram nice az toplulukların Allah’ın onların yüreğine koyduğu imanla, kendisinden daha güçlü orduları nasıl hezimete uğrattıklarını biz kitaplardan okuyorduk. Bazen anlam veremiyorduk: ‘Nasıl 300 kişilik Bedir ordusu, bin kişilik müşrik ordusuna galip gelebilir?’ diye. Bugün Gazze, bize onu gösterdi. Bir avuç Gazzeli Müslüman sadece vahşi İsrail ile savaşmıyor değerli kardeşlerim; tüm emperyalist güçler ve bu emperyalist güçlerin uşaklarıyla da mücadele ediyor. Eğer bugün sadece İsrail ile savaşsaydı, İsrail bugüne kadar Gazzeli mücahitlerin karşısında duramazdı. Çünkü onların yürekleri yoktur, çünkü onlar cesur değildirler. Ama bugün hem emperyalist güçlerin hem de onların uşaklarını arkalarına aldıkları için, hem silahıyla, ekonomisiyle, askeri gücüyle İsrail’in arkasında durdukları için bugün İsrail bu pervasızlığı yapabiliyor, bu zulmü işleyebiliyor, bu katliamı gerçekleştirebiliyor. Değerli kardeşlerim, ama elhamdülillah Gazze’de bir direniş var. Gazze’yi asla terk etmeyecek bir iman kalesi var orada. Evet, mazlumiyetlerine üzülüyoruz. Paramparça edilmiş bebeklerin cesetlerine üzülüyoruz. Evleri başlarına yıkılan insanlara üzülüyoruz. Kardeşlerimize üzülüyoruz. Bir lokma ekmeğe muhtaç oldukları için açlıktan ölen bebeklerini toprağa gömerken yüzlerindeki mazlumiyete üzülüyoruz. Ama öbür tarafta direnişlerini, sabırlarını takdir ediyoruz. Çünkü bugün Gazze, sadece İslam ümmetine değil, tüm insanlığa kan pompalıyor değerli kardeşlerim. Bugün Gazze’de yükselen mücadele, Gazze’de verilen direniş, Gazze’de akıtılan kanlar bugün Avrupa’yı da sarsmaya başladı Allah’ın izniyle.” diye konuştu.
“Gazze’nin o mümin halkı, Allah’a teslim olmuş”
Gazze’deki yiğitlerin Müslümanların kalbine cihat aşkını yerleştirdiğini belirten Ünel, “Değerli kardeşlerim, elhamdülillah hepinizin de malumu olduğu gibi bugün Avrupa meydanlarında ‘Allahu ekber’ sesleri yükseliyor, ‘Gazze’ye özgürlük, Filistin’e özgürlük’ nidaları yükseliyor. Elhamdülillah, basından takip ettiğimiz kadarıyla Aksa Tufan’ından beri yüz binlerce Avrupalı İslam ile şereflenmiş, Kur’an ile şereflenmiş, Hz. Muhammed Mustafa ile şereflenmiş. Emin olun ki Gazzeli her bir müminin dökülen kanı Avrupa’da binlerce insanın hidayetine vesile olmuştur. Bugün soruyorum; medreselerimizde şeyhlerimiz, âlimlerimiz, Seydalarımız, toplumda kanaat önderlerimiz, değerli imamlarımız kürsülerde sohbetlerde amacımız nedir? Bir insanın hidayetine vesile olmak değil midir? Biz bugün aylarca, yıllarca uğraşıyoruz bir insanın hidayetine vesile olmak için. Ama bugün Allah’a binlerce kez hamt ve şükürler olsun ki Gazzeli o yiğit insanların mübarek kanları hem İslam topraklarında Müslümanların yüreklerine cihat aşkını, şehadet aşkını, mücadele aşkını yerleştirdi, hem de Avrupa ülkelerinde binlerce insanın hidayetine vesile oldu. Bundan daha büyük bir müjde var mıdır? Allah’ın yardımının Gazze ile beraber olduğunun daha ne kanıtı olacak ki? Neyi bekliyoruz ki? Dökülen her bir damla kan, bir vahiy bahçesi yetiştiriyor, Kur’an bülbüllerini yetiştiriyor. Gazze bir hidayet mektebi haline gelmiş. Gazze üzerinden insanlar akın akın İslam ile şerefleniyor. Pek yakın zamanda Avrupa ülkeleri İslam ile şereflenecek, yöneticileri İslam’ı seçmeye mecbur kalacaklar. Onun için biz, Gazze’de dökülen kanların boş gitmediğine inanıyoruz. Allah Azze ve Celle sonsuz rahmetiyle, sonsuz şefkatiyle Gazze’nin halini görmüyor mu? Biz bugün Gazze’yi görüyoruz da Gazze’nin mazlumiyetine üzülüyoruz da Gazze’nin mazlumiyeti gözlerimizden yaş akıtıyor da merhametlerin en merhametlisi olan âlemlerin Rabbi olan Allah Gazze’yi görmüyor mu? Allah Azze ve Celle’nin Gazze üzerinde bir planı, bir hesabı olduğuna inanıyoruz. Yoksa merhametlilerin en merhametlisi olan Allah çoktan oraya müdahalesini yapmıştı. Değerli kardeşlerim, evet diyeceksiniz ki bu kutlu dava için, bu kutlu mesaj için, bu kutlu yol için neden Allah Gazze’yi seçti? İşte Gazze ve halkı bunu da bize gösterdi. Neden Allah ümmetin direnişi için, Avrupa’daki insanların İslam’la şereflenmesi için Gazze’yi seçti? İşte bugün Gazze’nin o yiğit erleri, Gazze’nin o mümin halkı, Allah’a teslim olmuş halkı bize bunu gösterdi.” ifadelerini kullandı.
“Kur’an’ın bayrağını indirmeyeceğiz”
Müslümanların neden tarih boyunca izzet ve şeref sahibi olduğunu anlatan Ünel, “Bakın değerli kardeşlerim, bugün Gazze’de yaşananlar basit bir olay değildir. Bir halk düşünün, şu anda bir halk düşünün; bir ay sonra kış mevsimine gireceğiz. Bir halk düşünün değerli kardeşlerim; bütün evleri başlarına yıkılmış, yüz binden fazla şehit vermiş, bir lokma ekmeğe muhtaç olmuş, bir damla suya muhtaç olmuş, bir tane ilaca muhtaç olmuş. Kendi bebeklerini açlıktan öldüğü için toprağa gömmüş. Açlıktan ölmeyenlerin, kucaklarında kemikleri gözükecek kadar zayıflamış evlatlarına baktıkları halde her gün azizlerini toprağa verdikleri halde, o iffet sahibi, o namus sahibi, o haya sahibi bacılarımız kafalarını sokacak bir damları olmadığı halde, bir çadırları olmadığı halde yine de meydanlarda ‘Gazze’yi terk etmeyeceğiz, Allah’ın bizim için çizmiş olduğu kadere rıza göstereceğiz, Ya Rabbi sen razı olana kadar bizden al. Biz asla zalimlere teslim olmayacağız, Kur’an’ın bayrağını indirmeyeceğiz, Müslümanların şerefini, izzetini ve namusunu yerle bir etmeyeceğiz, zalimleri Gazze’yi terk ederek sevindirmeyeceğiz.’ mesajını veriyor. Bu mesajı meydanlarda annelerimiz, bacılarımız, dedelerimiz veriyor. Bu mesajı meydanlarda Gazze üzerinden biz çok mesaj aldık. Gazze bize şunu gösterdi ki Allah’a teslim olmak, Allah’a bağlı olmak, mümin olmak, Müslüman olmak öyle kolay bir şey değil. Lafla söylenecek bir şey değil. Bu bir ispat ister. İşte Gazzeli yiğitler gösterdiler. Değerli kardeşlerim, Allah Azze ve Celle Kur’an-ı Azîmü’şşan’da şöyle ferman buyurur: ‘İzzet Allah’ındır, peygamberinindir ve müminlerindir.’ Evet, tarih boyunca müminler hep izzet sahibi olmuşlardır, şeref sahibi olmuşlardır. Çünkü niye? Ümmetin başında izzet sahibi, onur sahibi, şeref sahibi yöneticiler vardı ondan.” şeklinde konuştu.
“Mukaddesatlarımız zalimlerin çizmeleri altında eziliyorsa ümmetin izzetinden bahsetmeye gerek yok”
Bu sorunların tek çözümünün ümmetin birliği ve beraberliğine bağlı olduğunu ifade eden Ünel, “Evet, bugün bir Selahaddin Eyyubi’yi, bir Hz. Ömer’i, Hz. Ali’yi, Abdülhamid Han’ı ve daha nice ecdadımızın o yiğit kahramanlarını ümmetin başında gördüğümüzde, ümmet izzetini korumuştu. Ama maalesef ne zaman ki yöneticilerimiz zillet elbisesini giymeye başladı, ne zaman ki yöneticilerimiz zillet elbisesine bürünmeye başladı, o zaman ümmet suyun üzerindeki çer çöp haline geldi, denizin köpüğü haline geldi. Özlüyoruz artık ümmetin kahraman evlatlarını, ümmetin yiğit komutanlarını, ümmetin cesur liderlerini meydanlarda görmek istiyoruz değerli kardeşlerim. Biz izzeti, şerefi ve onuru Allah’a bağlılıkta gören bir ümmetiz. Bizim şerefimiz, bizim izzetimiz, bizim mukaddesatlarımızdır. Eğer bugün mukaddesatlarımız zalimlerin çizmeleri altında eziliyorsa, o zaman ümmetin izzetinden, şerefinden bahsetmeye gerek yok. Onun için değerli kardeşlerim, bütün bu olanlara karşı biz ne yapabiliriz? Değerli ağabeylerim, her derdin bir dermanı vardır. Her sorunun bir çözümü vardır. Bugün başta Gazze olmak üzere tüm İslam ümmetinde yaşanan sorunların kaynağını hepimiz biliyoruz. Çok değerli ağabeylerimiz, Seydalarımız, başkanlarımız, hocalarımız defalarca bu meydanlarda çözüm önerileri sundular. Bunun tek bir çözümü vardır değerli kardeşlerim. Tek bir dermanı var. Bu derdin tek bir dermanı var. O da ümmetin birliği, beraberliği ve kardeşliğidir. Emin olun, yıllardır zalimler aramızı bozmak için, aramıza tefrika koymak için bizi binlerce parçaya böldüler. Aramıza ırkçılığı koydular, aramıza mezhepçiliği koydular, bizi binlerce parçaya böldüler.” ifadelerine yer verdi.
“Zannetmeyelim ki o zalimler buraya musallat olmayacak”
Siyonist çetenin sıradaki hedefinin Türkiye olduğunu vurgulayan Ünel, “İki Müslüman yan yana geldiğinde birbirine düşman gibi bakmaya başladı. Bizler Müslüman kardeşlerimize karşı zalimlerin haberleriyle yorum yapmaya başladık. Zalimlerin gözüyle kardeşlerimize bakmaya başladık. Zalimlerin diliyle kardeşlerimiz hakkında konuşmaya başladık. Evet, bu halimiz devam ederse değerli kardeşlerim, biz daha çok bu meydanlarda Gazze’yi ve daha nice Gazzelileri konuşacağız. Emin olun ki şu anda Gazzeli yiğitlerin mücadele verdiği o zihniyet, siyonizm zihniyetinin sadece Gazze ile sınırlı kalacağını asla düşünmeyelim. Çünkü onların en büyük hedefi Türkiye topraklarıdır. Zannetmeyelim ki o zalimler buraya musallat olmayacak. Emin olun yeri geldiğinde, zamanı geldiğinde o zalimler buraya musallat olacaklar. İşte o günü yaşamadan, başka diyarlarda Türkiyeli Müslümanların acılarını, Türkiyeli Müslümanların çocuklarının parçalanmış bedenlerini, evlerimizin yıkılışını, susuzluğa ve açlığa mahkûm oluşumuzu başka meydanlar bizim acılarımıza haykırmadan gelin biz bugün Gazze’nin acısını dillendirelim, Gazze’nin acısına son verelim, Gazze’ye karşı duyarlı olalım. İşte bunun da tek yolu değerli kardeşlerim, Müslümanların birliği, beraberliği ve kardeşliğidir. Meşrebimiz ne olursa olsun, mezhebimiz ne olursa olsun bugün ümmetin ortak bir derdi var. Bu, bir araya gelmek, kardeşliğimizi güçlendirecek adımlar atmak, birbirimizi ziyaret etmek, birbirimizin derdi ile dertlenmek, bir binanın tuğlaları gibi birbirimize sırt vererek bu zalimlere ancak bu şekilde cevap verebiliriz. Allah hepinizden razı olsun.” dedi.
Konuşmaların ardından tekrar ilahi ve ezgiler seslendirildi. Katılımcılar, Gazze özgürleşinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.
Program, yapılan duanın ardından sona erdi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Mardin’de üniversite öğrencileri ile akademisyenler, işgal rejimin Küresel Sumud Filosu’na yönelik yaptığı saldırılar, düzenlenen basın açıklamasıyla protesto edildi.
Mavi Marmara gazisi Mehmet Tunç, ABD'nin sözde Gazze Barış Planı'nı siyo-emperyal tahakkümün Ortadoğu'da yeni perdesi olduğunu belirterek, Türkiye'ye ve dünya kamuoyuna somut adımlar atma çağrısında bulundu.
Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesinde Hatice Kübra Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Sumud Filosu'na destek amacıyla okul bahçesinde 'Sumud' yazısı ve gemi figürü oluşturdu. Öğrenciler, bu etkinlik ile Gazze’deki soykırıma dikkat çekerek moral mesajı verdi.
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından yapılan basın açıklamasında, Gazze’de yaşanan soykırıma dikkat çekilerek 'Sumud Özgürlük Filosuna destek mesajı verildi. Açıklamada, Filistin direnişinde önemli bir kavram olan 'Sumud'un, asla vazgeçmemek ve her şeye karşı direnmek anlamına geldiği vurgulandı.