Dünya Müslüman Âlimler Birliği, İslam Âlimleri Vakfı ile birlikte gerçekleştireceği "İslami ve İnsani Bir Sorumluluk: Gazze" konferansı öncesinde basın toplantısı düzenlendi.

Esenyurt'ta bulunan İslam Âlimler Vakfı'nda gerçekleştirilen basın toplantısında, gerçekleştirilecek program içeriğine dair bilgi verildi.

Bir hafta sürecek olan program, 22 Ağustos Cuma günü Eyüpsultan'da yapılacak basın açıklaması ile başlayacak, ardından 23 Ağustos Cumartesi gününden perşembe gününe kadar 18 farklı panel oturumu ile devam edecek ve 29 Ağustos Cuma Günü Ayasofya'da Cuma namazı sonrasında okunacak sonuç bildirgesi ile nihayete erecek.

Gerçekleştirilen basın bildirisinin Arapça metnini, Dünya Âlimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği, Türkçe metnini ise Prof. Dr. Mustafa Karataş okudu.

Dinî ve insanî sorumluluk bilincinden hareketle, Dünya Müslüman Âlimler Birliği ile Türkiye'deki İslâm Âlimleri Vakfı iş birliğinde konferans düzenleneceğini belirten Karataş, Gazze ve Filistin'in yanında durmanın, haklı davasını savunmanın âlimlerin ve tüm ümmetin vazifesi olduğunu hatırlattı.

"Büyük israil" projesiyle İslam topraklarını yutmayı hedeflediklerini ilan ettiler

Karataş, "Bugün, modern tarihin, hatta insanlık tarihinin en ağır felaketlerinden biriyle karşı karşıyayız. Sabır ve sebatın diyarı Gazze'de iki buçuk milyondan fazla insan topyekûn bir soykırıma maruz bırakılmaktadır. Öldürücü silahlarla vuruluyor, açlık ve susuzlukla kuşatılıyor, hastalık ve yoksunluğa terk ediliyorlar. Hem de 22 aydır aralıksız olarak… Tarih boyunca ilk kez, bütün dünyanın gözü önünde, siyonist bir terör hükümeti Müslüman bir halkı bütünüyle yok etmeye yönelik ilan edilmiş bir planı uygulamaya koymuştur. Ne cami ne kilise, ne hastane ne okul bırakmıştır; evleri, kampları ve hayatın bütün unsurlarını yıkmış, insanlığın izlerini silmiş, Gazze'yi hayat sahası değil, adeta bir ölüm sahnesi hâline getirmiştir. Üstelik suçları Gazze ile sınırlı değildir. 'Büyük israil' adını verdikleri bâtıl ve günahkâr yayılma projelerini açıkça beyan ederek Arap ve İslam topraklarından daha fazlasını yutmayı hedeflediklerini ilan etmiş, Ürdün'ü, Mısır'ı ve daha birçok ülkeyi tehdit etmektedirler. Bu sırada Resulullah'ın miracına şahit olan, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa ardı ardına ihlâl ve saldırılara maruz kalmakta, tarihe utanç olarak geçecek sahneler yaşanmaktadır." dedi.

Mustafa Karataş

50'i aşkın ülkeden 100'den fazla âlim katılacak

Yaşananların bir soykırım olmakla birlikte, işgal ile sömürgeci genişleme suçu ile birleştiğini vurgulayan Karataş, "Uluslararası hukuk bir oyuncak hâline gelmiş, insanlık değerleri yitirilmiş, Birleşmiş Milletler kararları bütünüyle çökmüştür. UNRWA kuşatılmış, kurumları yıpratılmıştır. Ne koruyucu bir hukuk, ne hakkı teslim eden bir adalet, ne de saygı gören bir insanlık kalmıştır. Daha acısı, bu suçlar bazı büyük güçlerin başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere desteği ve himayesi altında işlenmektedir. İşgalci ölümcül silahlarla beslenmekte, siyasi ve diplomatik olarak korunmaktadır. Buna karşılık, dünyanın özgür halkları ayağa kalkmış, bu utanç verici suça karşı itirazlarını yükseltmiştir. Ne var ki İslâm ve Arap dünyamız, acı veren bir acziyet, utandırıcı bir gevşeklik, hatta bazı rejimlerin gaspçı düşmanla açık iş birliği manzaraları arasında bocalamaktadır. İşte bu eşi benzeri görülmemiş facia karşısında, Dünya Müslüman Âlimler Birliği, İslâm Âlimleri Vakfı ve gayretli, samimi bir âlimler heyetiyle birlikte, 'İslâmî ve İnsanî Bir Sorumluluk: Gazze' başlığı altında, elliyi aşkın ülkeden yüzün üzerinde, sahasının otoriter İslam âliminin katılacağı, bir hafta süren büyük çapta bir konferans tertip edecektir. Konferansın amacı; hakkı haykırmak, dinî ve tarihî sorumluluğumuzu ifa etmek ve Gazze'nin sadece Filistinlilerin meselesi değil, bütün ümmetin ve insanlığın ortak ve adil davası olduğunu ilan etmektir." diye konuştu.

Konferans ile ne amaçlanıyor?

Karataş, gerçekleştirilecek konferans ile ulaşmak istedikleri hedefleri şu şekilde sıraladı:

1. İslâm ümmetini ve bütün insanlığı seferber ederek saldırıların durdurulması, insani koridorların açılması ve Gazze’nin izzetli halkının ihtiyaç duyduğu tüm yardımların ulaştırılması.

2. İslâmî bir ittifakın teşkili; soykırım, Nazizm ve ırkçılığı hangi kılıfa bürünürse bürünsün önlemesi.

3. Ahlâkî ve insanî ilkelere yönelik ağır ihlâlleri engellemek ve suçluları adil bir şekilde yaptıklarının karşılığını alacakları şekilde cezalandırmak ve İnsani Hılfü'l-Fudûl erdemler anlayışının hayata geçirilmesi.

4. İstanbul Deklarasyonu ile dünya çapında insan hakları, parlamenter ve insanî kuruluşlardan oluşan kurumsal bir ittifakın ilanı; Gazze’ye yönelik saldırıların önlenmesi ve tekrarının engellenmesi.

5. Konferans hedeflerini gerçekleştirmek üzere devlet başkanlarını ziyaret edecek bir heyet teşkili ve dayanışmanın güçlendirilmesi.

6. Konferans kararlarının takibi ve icrası için kalıcı ve güçlü bir komite veya kurumun kurulması.

7. Gazze'deki kardeşlerimize mesajımız; Hepimiz seninleyiz, ey izzet yurdu Gazze!

Bir hafta boyunca tek günden Gazze olacak

Konferans kapsamında yapılacaklara da değine Karataş, "Konferans, 22 Ağustos günü Eyüpsultan Camii'nde okunacak bir bildiri ve âlimlerin protestosu ile 23 Ağustos 2025 Cumartesi günü, katılımcı heyet başkanlarının yapacağı protokol konuşmaları ile başlayacaktır. Ardından 24 Ağustos Pazar'dan 28 Ağustos Perşembe'ye kadar, Filistin'in merkezi meselelerini ele alan on sekiz paralel çalıştay icra edilecektir: Yaralı Gazze, mübarek Mescid-i Aksa, direnen Batı Şeria ve Filistin davasının bütünü. Katılımcılar; giderek büyüyen insani dayanışmadan halk düzeyinde ve uluslararası zeminde nasıl istifade edileceğini, bunun siyasî ve medyasal olarak nasıl değerlendirileceğini müzakere edecek; somut öneriler ve uygulanabilir çıktılar ortaya koyacaktır. Konferans, 29 Ağustos 2025 Cuma günü, Ayasofya Camiinde cuma namazının ardından okunacak sonuç bildirgesi ile tamamlanacaktır."

"Gazze'deki kardeşlerimiz, Allah'ın gerçek vaadi olan apaçık zafere kavuşacaktır"

"Bu konferans boyunca Gazze'deki kardeşlerimizin, Kudüs'ün, Batı Şeria'nın ve bütün Filistin'in acılarını yüreğimizde hissediyoruz" diye Karataş, konuşmasını şu maddelerle noktaladı:

1. İslâm ümmeti ve bütün insanlık, bütün kırmızıçizgileri aşan ve Hülagû ile Hitler'in işlediği zulümleri dahi geride bırakan bu suçları asla kabul etmeyecektir. Gazze asla yalnız bırakılmamalıdır.

2. İnanarak ilan ediyoruz; batıl, ne kadar kabarıp azgınlaşırsa azgınlaşsın, sonu yok oluştur. Hak ise nihayetinde galip gelecektir. Nitekim yüce Allah buyurur; 'Hayır! Biz hakkı batılın üzerine fırlatırız da o, onun bütün düşüncelerini parçalar, bir de bakarsın ki o yok olup gitmiştir. Siz ise yakıştırdıklarınızdan dolayı vay hâlinize' (Enbiyâ 21/18). Gazze'deki kardeşlerimiz, Allah'ın gerçek vaadi olan apaçık zafere kavuşacaktır. Bu yolda dünyanın özgür insanları ve diri halkları onların yanındadır.

3. Konferansımız, bütün gücüyle acil yardımın temini, sınır kapılarının açılması ve yardımların Gazze’de kuşatma altındaki aç kardeşlerimize ulaştırılması için toplumsal ve siyasî baskıyı artırmaya çalışacaktır.

4. İşgale karşı kapsamlı boykotun hayata geçirilmesi ve yaptırımların uygulanması, önceliklerimiz arasındadır. Bunu şer'i naslara dayandırıyor, Lahey Bildirgesi, insanî hukuk hükümleri ve yetmiş yılı aşkın Birleşmiş Milletler kararlarını da dünyaya tekrar hatırlatıyoruz.

5. Umudumuz; Gazze'nin yeniden imarıdır. Gazze, sabır ve direnişinin ve şehitlerinin temiz kanının şahidi olarak; evlâtlarının kanıyla ve halkının metanetiyle yücelen, izzeti kucaklayan en güzel şehir olacaktır. (İLKHA)