Siyonist rejim, El Halil Eski Şehir'de mahalleleri ablukaya alarak Harem-i İbrahim Camisi'ni Müslümanların girişine kapattı; yüzlerce Yahudi ise ordu korumasında provokasyonlar yaptı.

İşgalci rejim, Batı Şeria'nın El Halil kentinde bulunan İbrahim Camisi'ni Yahudilerin "Sare Bayramı" gerekçesiyle Müslümanlara kapattı. Kentteki Savunma Komitesi üyesi Arif Cabir, siyonist rejim askerlerinin cuma sabahı erken saatlerden itibaren Eski Şehir'in Gays, Selayime, Cabir, Sehle, Tel Rumeyda ve Vadi Hasın gibi mahallelerinde sokağa çıkma yasağı uyguladığını belirtti.

Cabir, Eski Şehir'e açılan yolların tamamının askeri kontrol noktalarıyla tutulduğunu, Filistinlilerin giriş ve çıkışlarının engellendiğini aktardı. Abluka nedeniyle çok sayıda aile kendi evlerine dönemedi; birçok kişi geceyi kentteki akrabalarının yanında geçirmek zorunda kaldı.

Filistinli aktivist ayrıca yüzlerce Yahudi'nin dün akşam ve bugün sabah saatlerinde işgal ordusunun koruması altında Eski Şehir sokaklarına baskın düzenlediğini ifade etti. Yahudilerin provokatif yürüyüşler gerçekleştirdiğini belirten Cabir, Harem-i İbrahim Camisi'nin Müslümanlara kapatılmasının da bu baskınlarla eş zamanlı yürütüldüğünü söyledi.

Filistin topraklarını gasbeden grupların kutladığı "Sare Bayramı"nın, El Halil'de Yahudi tarihi varlığı iddiasını pekiştirmek için kullanılan bir propaganda aracı olduğuna dikkat çekiliyor.

2017 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan İbrahim Camisi ve El Halil Eski Şehri, siyonist rejimin 1967'den beri süren işgali altında bulunuyor. Cami, 25 Şubat 1994'te sabah namazı sırasında Baruch Goldstein adlı Yahudi teröristin 29 Müslümanı şehit ettiği katliamın ardından kapatılmış; yeniden açıldığında ise yapının büyük bölümü Yahudilere tahsis edilerek ikiye bölünmüştü.

İbrahim Camisi, Hazreti İbrahim, Hazreti İshak ve Hazreti Yakup gibi peygamberlerin kabirlerini barındırması nedeniyle İslam tarihinde büyük kutsiyete sahiptir. Müslümanlar tarafından asırlar boyunca bir ibadet ve ziyaret merkezi olarak görülen cami, Filistin'deki en eski ve en mübarek mekânlardan biridir. Osmanlı'dan Memlük dönemine kadar birçok kez korunmuş ve onarılmış bu kutsal yapı, bölgedeki Müslüman varlığının tarihi sürekliliğinin en güçlü sembollerinden biri olmayı sürdürmektedir. (İLKHA)