Bingöl’de STK’lardan Sumud Filosu’na destek

Bingöl’de bir araya gelen sivil toplum kuruluşları (STK), Sumud Filosu’na yönelik yapılan saldırıyı kınayarak, direnişin ve mazlumların yanında olduklarını vurguladı.
Telekom Kavşağı’nda toplanan STK temsilcileri ve vatandaşlar, taşıdıkları döviz ve pankartlarla işgal rejiminin saldırılarını protesto etti.
Burada yapılan açıklamada, işgalcilerin saldırgan tavırlarının insanlık suçu olduğu belirtilerek, Sumud Filosu’nun haklı mücadelesine destek verildi.
Sumud filosuyla yola çıkıp gemileri arızalanınca geri gelen Bilal Kıtay, şunları söyledi:
“Farklı coğrafyalardan, farklı renklerden insanlar vardı. Ve bu insanlar birbirlerini sanki yıllardır tanıyormuş gibi Gazze sevdasıyla bir arada bulunuyorlardı. Ve içimizde hiçbir dine inanmayan insanlar da vardı. İrlandalı bir katılımcı vardı. Bu adam ateistti. Yani bu adam ölümden sonrasına inanmayan, bir yaratıcının olduğuna inanmayan birisiydi. Evli ve iki çocuk babasıydı. Bu halde bile kendi eşini, çocuklarını, işini gücünü bırakıp Gazze’yi dava edinmişti kendine. Ve şu an o teknelerin birinde bulunuyor. Belki gözaltına alındı, belki biraz sonra gözaltına alınacak. Yani bunu niye örnek olarak veriyorum? O vatandaşın ölümden sonra bizim beklediğimiz gibi ona vaat edilen 'asıl hayat' gibi bir inancı yok. Bütün her şeyi bu dünya. Bütün her şey bu dünya olmasına rağmen yine de her şeyini geride bırakıp gidebiliyor. Ama yani Allah’a iman etmiş Müslümanlar olarak, bu dünyanın geçici bir sınav olduğuna inanmamıza rağmen ve onların da bizim birebir Allah’ın dediği şekilde kardeşlerimiz olmasına rağmen, yine de konforumuzdan, keyfimizden feragat edip bir şey yapamıyoruz. Ve bizim bu korkumuzdan dolayı her gün orada çocuklar ölüyor, her gün orada yaşlılar, kadınlar, sebepsiz yere insanlar katlediliyor. Ne yazık ki bunu izliyoruz ve 'Biz ne yapabiliriz?' diyoruz. Yani bu noktada ben şunu söylüyorum; önce kendimizi değiştirmemiz gerekiyor. Yani önce bu zihinler yenilenmemiz gerekiyor.” dedi.
Gazze sevdalısı Yusuf ortak, “Müslüman ülkeler demek istemiyorum, Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler. Bu insanların halkları belki bu mücadelede bir şeyler ortaya koymaya çalışıyor ama liderlerden aynı beklentimiz yok değerli kardeşlerim. Buradaki insanlar 2 yıldır, 3 yıldır kendi kaderlerine terk edildi. Yaklaşık 50 ülkeden 40 tane geminin yola çıktığı bu kutsal yolculukta buradaki kardeşlerimizin de yalnız bırakılacağını biliyorduk zaten. Hepimiz takip ediyoruz. Orada konuşanlar, filoda olan arkadaşlarımız, kardeşlerimiz... Aynı inancı paylaşmakta, aynı vicdana sahip olduğumuz kardeşlerimiz var orada. Duygularını zaman zaman dile getiriyorlar, hepimiz izliyoruz. Bugün özellikle beni en çok etkileyen bir ifadeyi, oradaki bir ifadeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Muhammed Emin Yıldırım hocam, ismini de vereceğim. Özellikle oradakilere çok mesaj gidiyor. 'Korkuyor musunuz?' diye soruluyor gemide olanlara. Az önce Bilal de aynı şeyi ifade etti. 'Evet, korkuyoruz.' dedi. Muhammed Hoca ve yandaki arkadaşları da 'Korkuyoruz.' dedi. Tabii insan bir anda şunu düşünür. Muhammed Hoca bu ifadeyi niye kullandı? Belki ben şunu söylerken izlemeyenler bile 'Allah Allah, bu cümleyi kullandı mı?' dedi. Evet, gerçekten kullandı. Peki neden 'Korkuyoruz' dedi? Asla ve asla Gazze’deki kardeşlerimiz gibi israilin gücünden korkmuyoruz. Çünkü niye? Oradaki masum çocuklar, anneler, babalar, herkes 'hasbunallahu ve ni‘mel vekîl' diyordu. Vekil olarak Allah bize yeter. Bakın, Kur’an-ı Kerim’de Cenâb-ı Allah birçok kavimden bahsediyor, birçok Peygamberden bahsediyor. Tabii orada birçok ibret alınır. Ama en canlı, can alıcı nokta ve konumuzla bağlantılı olduğu için söylüyorum şudur. Bir insan gerçek manada samimi olursa onun kaybedeceği hiçbir şey yoktur. Peygamberlerin karşısında bugünkü güçlerin aynısı vardı. Firavunlar vardı, Nemrutlar vardı... Hiçbirisi samimi olduğu davasından vazgeçmedi. Ve en nihayetinde, Kur’an’daki ayetlerden görüyoruz, hepsi beraber galip geldiler. Bugün buradaki insanlar kaybetti gibi görünüyor olsa da asla kaybetmediler.” diye konuştu.
Bingöl Diyanet-Sen Şube Başkanı Mücahit Çelik, “Biz inanıyoruz ki burada, bu meydanda toplanmak sıradan bir şey değil. Çünkü Gazze, şerefli insanların davasıdır; şerefli insanların savunacağı bir davadır, korkakların rahatlığına düşkün olanların değil. Onun için bunu küçümseyenlere karşı tavrımız açık ve nettir; hiçbir zaman kınayanın kınamasından çekinmeden, Allah’ın izniyle son nefese kadar mücadelemizi devam ettiriyoruz. Nerede Müslüman kardeşimiz sıkıntıda ise, onun sıkıntısı bizim sıkıntımızdır. Şehit Ebu Ubeyde gerçekten maskeleri düşüren bir şahsiyettir. Cenâb-ı Hak, onun şehadetini ümmetin dirilişine, yeryüzünde yeniden güç ve kuvvet bulmasına vesile eylesin.” dedi.
HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Refik Alpaya, “siyonist israilin terör çetesinin bu gece, Sumud Filosu'nun basmasını, ablukaya almasının sebebi... Tabii, bu insani filonun ya da ona bağlı gemilerin bu gece abluka altına alınması ve bazılarının gözaltına alınması söz konusudur. Ve bunun için buradasınız. Bunun için buradayız. Ben özellikle bu anlamda sizlere ve bu gece meydanlarda olan tüm Müslümanlara, tüm dava erlerine ve değerli olan her insana huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bacılarıma teşekkür ediyorum; bu gece vakti buralara gelmeleri elbette önemlidir. Bunlar Rabbimizin katında da inşallah yazılacaktır. Allah’ın izniyle bunlar boşa gitmeyecektir. Değerli kardeşlerim, elbette 2 yıldır siyonist israil, hamisi Amerika'nın, bir avuç Gazzeli Müslüman kardeşlerimizin üzerine çullanması elbette göz ardı edilmemeli. Bugüne kadar etmediniz ve bundan sonra etmeyeceğinize de inanıyoruz. Çünkü bu barbar siyonistler, bunlar sadece tek bir şeyden anlıyorlar, başka bir şeyden anlamıyorlar. O da güçtür, o da kuvvettir.” şeklinde konuştu.
Program yapılan dua ile sona erdi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Batman'daki sivil toplum kuruluşları, 7 Ekim Aksa Tufanı'nın ikinci yıldönümünde Gazze'deki saldırılara dikkat çekmek ve Filistin halkına destek vermek amacıyla yürüyüş programı düzenleyecek.
Paris'ten Tel Aviv'e gönderilmek istenen insansız hava aracı ve bomba parçalarını taşıyan kargo, Fransız hak örgütleri ve sendikaların sert tepkisine yol açtı.
ABD ve siyonist rejim, Gazze'de akan kanı durdurmak yerine direnişi silahsızlandırmaya ve şehri işgal planlarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Washington'un "barış planı" adı altında sunduğu öneriler, Filistinlilere değil işgalcilere hizmet ediyor.
Batı Şeria'da işgalin yayılmacı politikaları hız kesmeden sürüyor. Ramallah'ın batısında Filistinlilere ait 35 dönüm araziye el konuldu. İşgalin "güvenlik" bahanesiyle aldığı karar, yeni askeri bölgeler ve koloniler için zemin hazırlıyor.