The Economist, Suriye'de bir yıl önce başlayan yeni dönemin, eski rejimin yıllarca işlediği "Esad giderse ülke çöker" söylemini boşa çıkardığını yazdı. Dergi, Başkan Ahmed eş-Şara'nın diplomatik hamleleri, güvenlikte istikrar ve dış politika yönelimiyle geçiş sürecini beklenenden daha sakin yönettiğini aktardı.

İngiliz ekonomi dergisi The Economist, Suriye'de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından geçen bir yılın, eski rejimin onlarca yıl tekrarladığı "ya biz ya kaos" iddiasını çürüttüğünü belirten kapsamlı bir analiz yayımladı. Dergi hem iç düzenin korunması hem de ülkenin dış politika ekseninin yeniden şekillendirilmesi açısından "beklentileri aşan bir tablo" ortaya çıktığını vurguladı.

Yeni yönetim ve "Korkulan olmadı" vurgusu

Analizde, Başkan Ahmed eş-Şara'nın göreve gelmesiyle ülkede beklenen çöküşün yaşanmadığı, aksine geçiş döneminin kontrollü biçimde ilerlediği ifade edildi. The Economist, radikal eğilimlerden geldiği yönündeki geçmiş tartışmalara rağmen Şara'nın geniş toplumsal kesimlere kendini kabul ettiren pragmatik bir çizgi izlediğini ve "ülkeyi başka Arap örneklerinde görülen iç savaş senaryolarına sürüklemediğini" yazdı.

Dergi, Suriye'nin farklı bölgelerinde güvenlik mimarisinin korunduğunu, siyasi infazlar veya intikam dalgaları gibi karışıklıkların yaşanmadığını belirtti. Bu durum, analizde "devrim sonrası en kırılgan anda dahi devlet bütünlüğünün korunması" şeklinde nitelendi.

Diplomasi ve Batı ile yeni sayfa

Rapora göre Şara yönetimi, Körfez ülkeleriyle ekonomik ilişkileri onarmaya odaklanırken Tahran ve Moskova'dan kademeli biçimde uzaklaştı. The Economist, Suriye'nin ABD ile ilişkilerini normalleştirme sürecini ve Washington'ın öncülüğündeki DAİŞ karşıtı koalisyona katılmasını "yeni dönemin en belirgin kırılması" şeklinde tanımladı.

Sonuç: Eski rejimin tehdidi boşa çıktı

The Economist'e göre asıl dikkat çeken nokta, Esad rejiminin yıllarca dile getirdiği "biz gidersek ülke çöker" söyleminin bir yıl sonra tamamen boşa çıkmış olması.

Analiz, Suriye'nin hâlâ ciddi ekonomik ve kurumsal sorunlarla boğuştuğunu kabul ederken, geçiş döneminin sanılandan daha istikrarlı ilerlemesinin "yeni dönemin en çarpıcı gerçeği" olduğunu vurguladı. (İLKHA)