İşgal rejiminin sözde Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran ve Lübnan'a saldırılarını artırarak Gazze'deki soykırımı dünyaya unutturmaya çalıştığını belirten Araştırmacı-Yazar Ahmet Faruk Asa, işgal rejimi için bölgeden gerçekleşmeyen senaryolar, işgal saldırılarını arttırdığını söyledi.
HAMAS'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından 7 Ekim'de işgalci siyonistlere karşı başlatılan "Aksa Tufanı" operasyonu 200 gündür devam ediyor.
İşgal rejimi 1 Nisan'da, Suriye'nin başkenti Şam'da İran'a ait büyükelçilik yerleşkesindeki konsolosluk binasına hava saldırısı düzenlemişti. Daha sonra Lübnan'ın çeşitli bölgelerine de hava saldırıları düzenlemişti.
İran, saldırıyı işgal rejiminin düzenlediğini duyurup, misillemede bulunacağını ve saldırıdan ABD'yi de sorumlu tuttuğunu açıklamıştı.
Tüm bu yaşananlar bölgeyi yeniden hareketlendirdi. Konuyla ilgili Araştırmacı-Yazar Ahmet Faruk Asa, İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler ve bölgeyi nasıl bir gelecek beklediğini değerlendiren Asa, İslam dünyası yaşanan gelişmeleri doğru tahlil edemezse, çok daha farklı kırılmaların beklediğini kaydetti.
7 Ekim "Aksa Tufanı" operasyonu süreci işgal rejiminin uzun yıllardır çizdiği güvenlik ve askeri imajını ciddi anlamda zedelemesinin önünü açtığını belirten Asa, "Bu israil için çok sürdürebilir bir durum değildir. Sürdüremezlik hali işgali daha çok sert haliyle Gazze'de vücut bulmasının önünü açıyorken, israil içinde derinleşen bazı krizler var. İslam dünyası bunları bilmesi gerekiyor." dedi.
"İşgalcilerde ordu siyaset ve toplum üçgeninde derinleşen çatlaklar var"
siyonist işgalcilerde ordu siyaset ve toplum üçgeninde derinleşen çatlaklar olduğunu söyleyen Asa, "Esirlerle alakalı protestolar devam ediyor. Netanyahu üzerinde biriken bir öfke var. Ordunun siyaset arasındaki gerilimleri var. Tersine dönen bir demografi var. İşgalciler için demografi için en hayati konudur. Kurulduğu günden bu yana iskan politikasını yürüttüğü için göçün tersine dönmüş olması israil için beka problemi haline geliyor. Bunlar yan yana koyulduğunda var olan tabloda işgalcileri kriz dolu günleri beklediğini söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
"Olası bir savaşın İran'a yayılması ve sıçraması israil'in en çok istediği şeylerden biridir"
İşgalci Netanyahu hükümeti bu krizi aşmak adına savaşı hem uzatılması hem de farklı coğrafyalara yayılmasını beklediğini söyleyen Asa, "Ancak siyasi mirasını bu şekilde muhafaza edebilir. İran-israil arasındaki gerilimi bu açıdan da okumak gerekir. Olası bir savaşın İran'a yayılması ve sıçraması, israil'in en çok istediği şeylerden biridir. Çünkü ABD'nin terk ettiği Ortadoğu politikalarına geri dönüş anlamına gelebilir. Azalan ABD desteğini yeniden arkasına almasının önü açabilir. İran, Rusya ve Çin'den kendisine destek gelmeyeceğini biliyor. Bölgede herhangi bir krize girdiğinde daha yalnız kalacağını biliyor." diye belirtti.
"İsrail için bölgeden gerçekleşmeyen senaryolar, israil'in daha fazla sertliğinin önünü açıyor"
İşgal rejimi içindeki ayrım noktaları ve derinleşen kriz noktaları da iyi tahlil etmek gerektiğini belirten Asa, şunları söyledi:
"Gazze psikolojik manada üstünlüğü elinde tutabiliyor. Yedinci aya girmiş olmasına rağmen israil en temeldeki Gazze uygulamalarını hayata geçiremedi. Gazze'yi kanton bölgelere ayırmak, ortadan ikiye bölmek, kuzey ve güney olarak bölmek istiyordu bu gerçekleşmedi. Gazze halkını tehcir etmek ve oradaki direnişi tamamen pasifize edip farklı aktörlerin oraya getirmesi bekleniyordu. Hiç biri gerçekleşmedi. israil için bölgeden gerçekleşmeyen senaryolar, israil'in daha fazla sertliğinin önünü açıyor. Bu sertlik İslam dünyası tarafından doğru tahlil edilemezse, çok daha farklı kırılmalar bizi bekliyor." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İşgalci siyonist rejimin Gazze'ye yönelik saldırılarını lanetlemek, Avrupa ve ABD'de çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek amacıyla Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri de "Filistin'e Destek, Soykırıma Lanet" sloganıyla basın açıklaması yaparak yürüyüş düzenledi.
İşgalci siyonist rejimin Gazze'de başlattığı soykırımın ilk günlerinden beri meydanlarda olduklarını ve yaptıkları eylemlerinin birileri tarafından küçümsendiğini belirten üniversite öğrencileri, yaptıkları eylemlerin bugün başta ABD olmak üzere birçok ülkedeki üniversitelere yansıdığını ve küresel intifadayı yeşerttiğine dikkat çekerek, soykırım sona erene kadar eylemlerini sürdüreceklerini ifade etti.
Dünya tarihinde benzeri olmayan zulmü, Haçlıların yaptığı eylemlerle kıyaslayan Siirt Uluslararası Öğrenci Derneği (SUDER) Kadın Kolları Başkanı Fatma Erdemci, siyonist işgal çetesinin Filistin'e yönelik saldırılarına ve dünya Müslüman liderlerinin sessizliğine dikkat çekti.
Bingöl İslami Dayanışma ve Kardeşlik Platformu Kadın Komisyonu bünyesinde AKÇEP'e bağlı 13 STK Gazze'de yaşanan insanlık dramına karşı ortak yardım kermesi düzenledi.